6. on condition that : -mesi koşuluyla
Örnek : I'll come to the party on the condition that you don't wear those ridiculous trousers! = Bu saçma pantolonu giymemen koşuluyla partiye geleceğim!
7. unless : -mezse, -mazsa
Örnek : You can't get a job unless you've got experience. = Tecrüben olmazsa bir iş bulamazsın.
8. even if : -se bile
Örnek : Even if you take a taxi, you'll still miss your train. = Taksi tutsan bile yine de treni kaçıracaksın.
9. only if : -mesi koşuluyla
Örnek : I'll pay you double only if you get the work finished by Friday. = Cumaya kadar işi bitirmen koşuluyla sana iki katı para ödeyeceğim.
10. if only : keşke
Örnek : If only she'd listen to what he's saying, then I'm sure they could work it out. = Keşke ne söylediğini dinleseydi o zaman eminim onu çözebilirlerdi.
11. suppose that : varsay ki
Örnek : Suppose we miss the train - what will we do then? = Varsayalım treni kaçırdık - o zaman ne yapacağız?
12. as if : (sanki) -mış gibi
Örnek : She looked as if she'd had some bad news. = Kötü bir haber almış gibi görünüyordu.
13. as though : (sanki) -mış gibi
Örnek : I felt as though I'd been lying in the sun for hours. = Sanki saatlerdir güneşte uzanıyormuşum gibi hissediyordum.
KAYNAK : RH+ / CLUE BANK