; furthermore: dahası, ayrıca
Örnek: I suggest we use Barkers as our main suppliers -they're good and furthermore they're cheap. = Ana tedarikçimiz olarak Barkerleri kullanmayı öneriyorum . onlar hem iyiayrıca daha da ucuz.
; therefore: onun için, bu yüzden
Örnek: t he region has suffered severe flooding and touristsare therefore advised not to travel there. = Bölge taşkın yüzünden sıkıntıçekiyor bu yüzden turistler oraya seyahat etmemeyi önerdi.
; for example: örneğin, mesela
Örnek: Some people, students for example, can get cheapertickets.= Bazı insanlar örneğin öğrenciler daha ucuza bilet satın alabiliyor.
; however, : ancak , ama
Örnek: He had always been a successful businessman.Recently, however, things have not been going well for him. = Her zamanbaşarılı bir iş adamıydı; ancak son zamanlarda işer onun için pek iyi gitmiyor.
KAYNAK: RH+ / http://www.remzihoca.com/applications/cluebank