Always: her zaman, sürekli
Örnek: Diane is always so cheerful. = Diana her zaman neşelidir.
Frequently: sık sık
Örnek: I see him quite frequently. = Onu oldukça sık görüyorum.
Generally: genellikle
Örnek: I generally wake up early. = Genellikle erken kalkarım.
Hardly ever: neredeyse hiç
Örnek: We hardly ever go out these days. = Neredeyse son günlerde hiç dışarı çıkmıyoruz.
Never: asla, hiçbir zaman
Örnek: She'll never be able to have children. = Asla çocuk sahibi olamayacak.
Normally: genellikle, normalde
Örnek: Normally, I start work around nine o'clock. = Genellikle işe 9 civarında başlarım.
Occasionally: ara sıra
Örnek: They only meet occasionally. = Sadece ara sıra buluşurlar.
Often: sıklıkla, genellikle
Örnek: I often see her there. = Sık sık onu orada görüyorum.
KAYNAK: RH+ / CLUE BANK