He left the room abruptly without explanation.
Hiçbir açıklama yapmadan aniden odadan çıktı.
She was making a speech, but she abruptly stopped speaking when she heard a strange noise.
Bir konuşma yapıyordu, ama garip bir ses duyunca aniden konuşmayı kesti.
The sky darkened abruptly.
Gökyüzü aniden karardı.
‘Good evening!’ he said abruptly.
'İyi akşamlar!' dedi ters ters.
'I'm aware of that,' she answered abruptly.
'Bunun farkındayım' diye yanıtladı ters ters.