My son has been absent from school for eight days.
Oğlum sekiz gündür okula gitmiyor.
Calcium is absent from his diet.
Beslenmesinde kalsiyum yok.
Nobody noticed that she was absent until the end of the meeting.
Toplantının sonuna kadar kimse onun yokluğunu fark etmedi.
She was very pale, hardly spoke, and had an absent look on her face.
Çok solgundu, neredeyse hiç konuşmuyordu ve yüzünde dalgın bir bakış vardı.