Even though we disagree on many things, there are some things we agree on.
Pek çok konuda hemfikir olmamamıza rağmen, üzerinde anlaştığımız bazı şeyler var.
They managed to agree on a date for the wedding.
Düğün için bir tarih üzerinde anlaşmayı başardılar.
All those who agree please hold up their hand
Katılan herkes lütfen elini kaldırsın.
Studies don’t seem to agree on the long-term safety of the drug.
Çalışmalar, ilacın uzun vadeli güvenliği üzerinde anlaşmış görünmüyor.
My sister and I agreed on a holiday plan.
Kız kardeşim ve ben bir tatil planı üzerinde anlaştık.
Jane didn't agree with Thomas about the matter.
Jane bu konuda Thomas'la aynı fikirde değildi.
I don't agree with the government's policy on education.
Hükümetin eğitim politikasına katılmıyorum.
Parents agree about the need for physical education during school.
Okulda beden eğitiminin gerekliliği konusunda veliler hemfikirdir.
I agree about the comment regarding slavery.
Kölelikle ilgili yoruma katılıyorum.
They did not agree to bring down the price.
Fiyatı düşürmeyi kabul etmediler.
Most people agree that yawning is contagious.
Çoğu insan esnemenin bulaşıcı olduğu konusunda hemfikirdir.