His airplane had already left when I got to the airport.
Havaalanına vardığımda uçağı çoktan gitmişti.
He has already told the police what happened.
Polise olanları zaten anlattı.
Most probably, we will arrive at the stadium at 4:00 pm, and the game will have already started then.
Büyük ihtimalle stadyuma saat 16: 00'da varacağız ve oyun o zaman çoktan başlamış olacak.