Away ne demek?

Mr. Pitt is away on a business trip until the end of the month.

Bay Pitt, ay sonuna kadar bir iş gezisinde olacak.

As the sun rises, the morning mist gradually fades away.

Güneş yükseldikçe, sabah sisi yavaş yavaş kaybolur.

The hospital was far away from his village.

Hastane köyünden çok uzaktaydı.

The birds flew away in alarm when they saw the cat.

Kuşlar kediyi görünce telaşla uçup gittiler.

She turned her face away so that he wouldn't see her tears.

Gözyaşlarını görmesin diye yüzünü çevirdi.

Suddenly a man appeared, grabbed my suitcase and ran away.

Aniden bir adam belirdi, bavulumu kapıp kaçtı.

Her neighbour will care for the children while she is away.

O yokken komşusu çocuklara bakacak.

Children should be kept away from the pond.

Çocuklar göletten uzak tutulmalıdır.

Birds can fly thousands of miles away and return to the same place every year.

Kuşlar binlerce kilometre uzağa uçabilir ve her yıl aynı yere geri dönebilir.

The town is two miles away from the coast.

Kasaba kıyıdan iki mil uzakta.

The plane was so far away that it seems like a dot in the sky.

Uçak o kadar uzaktaydı ki gökyüzünde bir nokta gibi görünüyordu.