adjust balance
:
dengeyi ayarlamak
affect balance
:
dengeyi etkilemek
alter balance
:
dengeyi değiştirmek
attain balance
:
dengeye ulaşmak
catch balance
:
dengeyi yakalamak
change balance
:
dengeyi değiştirmek
check balance
:
bakiyeyi kontrol etmek
create balance
:
denge yaratmak
disrupt balance
:
dengeyi bozmak
disturb balance
:
dengeyi bozmak
find balance
:
denge bulmak
have balance
:
dengeye sahip olmak
improve balance
:
dengeyi geliştirmek
keep balance
:
dengeyi korumak
lose balance
:
dengeyi kaybetmek
maintain balance
:
dengeyi devam ettirmek
pay balance
:
kalan tutarı ödemek
preserve balance
:
dengeyi sürdürmek
recover balance
:
dengeyi yakalamak
redress balance
:
dengeyi düzeltmek
re-establish balance
:
dengeyi yeniden kurmak
regain balance
:
dengeyi geri kazanmak
request balance
:
bakiyeyi rica etmek
require balance
:
denge gerektirmek
restore balance
:
dengeyi yeniden kurmak
seek balance
:
denge aramak
shift balance
:
dengeyi değiştirmek
show balance
:
bakiyeyi göstermek
strike balance
:
anlaşmaya varmak | denge kurmak
sustain balance
:
dengeyi sürdürmek
swing balance
:
denge sallamak
tilt balance
:
dengeyi eğmek
tip balance
:
dengeyi eğmek
upset balance
:
dengeyi bozmak
use balance
:
kalan tutarı kullanmak
careful balance
:
hassas denge
changing balance
:
değişen denge
comfortable balance
:
uygun/tam denge
competitive balance
:
rekabetçi denge
correct balance
:
doğru/tam denge
delicate balance
:
hassas denge
good balance
:
tam/iyi denge
happy balance
:
güçlü/sağlıklı denge
harmonious balance
:
güçlü/uygun denge
healthy balance
:
sağlıklı denge
hormonal balance
:
hormonal denge
ideal balance
:
ideal/tam denge
military balance
:
askeri denge
natural balance
:
doğal denge
necessary balance
:
tam/gerekli denge
negative balance
:
olumsuz bakiye
net balance
:
net bakiye
nutritional balance
:
besin dengesi
opening balance
:
açılış bakiyesi
optimum balance
:
tam/gerekli denge
outstanding balance
:
kalan borç, ekstre borcu
perfect balance
:
tam/ideal denge
political balance
:
siyasal denge
poor balance
:
yetersiz / kötü denge
positive balance
:
olumlu denge
precarious balance
:
kırılgan denge
proper balance
:
tam/doğru denge
racial balance
:
ırksal denge
reasonable balance
:
uygun/kabul edilebilir denge
right balance
:
tam/doğru denge
sensible balance
:
uygun/kabul edilebilir denge
shifting balance
:
değişken denge
social balance
:
sosyal denge
subtle balance
:
ince / göze çarpmayan denge
uneasy balance
:
kırılgan denge
fine balance
:
ölçülü / ince denge
equal balance
:
tam/doğru denge
exact balance
:
doğru/uygun denge
final balance
:
son bakiye
ethnic balance
:
etnik denge
fragile balance
:
hassas denge
excellent balance
:
mükemmel denge
ecological balance
:
ekolojik / çevresel denge
favourable balance
:
olumlu denge
work-life balance
:
iş yaşam dengesi
optimal balance
:
tam/doğru denge
overall balance
:
genel denge
even balance
:
tam denge
knock sb off balance
:
birinin dengesini bozmak
ask for balance
:
bakiyeyi istemek
bring forward balance
:
dengeyi nakletmek/devam ettirmek
carry forward balance
:
bakiyeyi nakletmek
account balance
:
hesap bakiyesi
bank balance
:
banka hesap bakiyesi
cash balance
:
nakit bakiyesi
money balance
:
para bakiyesi
credit balance
:
kredi dengesi
debit balance
:
borç bakiyesi
debit balance
:
borç bakiyesi
trade balance
:
ticaret dengesi
balance sheet
:
bilanço, denge tablosu
acceptable balance
:
kabul edilebilir denge
appropriate balance
:
uygun denge
the balance of nature
:
doğanın dengesi
challenging balance
:
zorlayıcı denge
the balance of advantage
:
avantaj dengesi
the balance of forces
:
kuvvetler dengesi
the balance of power
:
güç dengesi
checks and balances
:
kuvvetler ayrılığı
throw sb off balance
:
birinin dengesini bozmak
balance beam
:
denge kirişi / aleti
a sense of balance
:
denge algısı / duyusu
remaining balance
:
kalan bakiye
balance may be due
:
kalan tutarın ödenmesi gerekebilir
the balance of payments
:
ödemeler dengesi
the balance of trade
:
ticaret dengesi
balance of payment deficit
:
ödeme dengesi açığı
Daha az gör