![Bear [Noun] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_blue.svg){kind=logo}
![Bear [Noun] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_white.svg){kind=logo}
Popüler Sonuçlar
Bear ne demek?
Bear ne demek? Bear ne anlama gelir? Bear İngilizce örnek cümle. Bear eş anlamlıları.
tahammül etmek
katlanmak, dayanmak, çekmekBear (v) ingilizce örnek cümle
How can you bear such a humiliation?
Böyle bir aşağılanmaya nasıl katlanabilirsin?
He couldn't bear the thought of leaving her.
Ondan ayrılma düşüncesine dayanamıyordu.
taşımak
Bear (v) ingilizce örnek cümle
The ice on the lake couldn't bear his weight.
Göldeki buz ağırlığını kaldıramadı.
One should bear in mind that time is money.
Kişi zamanın para olduğunu zihninde tutmalıdır.
The ice is so thin that it won't bear your weight.
Buz o kadar incedir ki kilonuzu taşımaz.
doğurmak
dünyaya getirmekBear (v) ingilizce örnek cümle
She had borne three children in the first five years of her marriage.
Evliliğinin ilk beş yılında üç çocuk doğurmuştu.
Bear (v) Eş anlamlıları
put up with (pv) : katlanmak
tolerate (v) : katlanmak
stomach (v) : tahammül etmek
swallow (v) : yutmak
endure (v) : dayanmak
reconcile oneself to (pv) : kabullenmek
abide (v) : katlanmak, ikamet etmek
Bear (n) Collocations
ayı
Bear (n) ingilizce örnek cümle
Polar bears live 15-18 years in the wild and over 30 years in captivity.
Kutup ayıları vahşi doğada 15-18 yıl, esaret altında 30 yıldan fazla yaşar.
