I had never seen such an exciting baseball game before.
Daha önce hiç bu kadar heyecan verici bir beyzbol maçı izlememiştim.
Before the invention of electricity, people had to make energy whenever they needed it.
Elektriğin icadından önce, insanlar ne zaman elektriğe ihtiyaç duysa enerji elde etmek zorunda kaldılar.
A walk before breakfast has a relaxing effect.
Kahvaltıdan önce yürüyüş yapmak rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.
The nurse cleansed the wound before putting on a bandage.
Hemşire bandaj takmadan önce yarayı temizledi.
The man jumped from the train before it had stopped.
Adam tren daha durmadan atladı.
There are at least 10 people before me in the queue.
Kuyrukta benden önce en az 10 kişi var.