Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Blow ne demek?

Blow ne demek? Blow ne anlama gelir? Blow İngilizce örnek cümle. Blow eş anlamlıları.

    blow (v)

    esmek

    rüzgar etmek

    üflemek

    patlamak

    yanmak

    Blow (n) Collocations

    air may blow : hava üfleyebilir
    blast may blow : rüzgar esebilir/başlayabilir
    blizzard may blow : kar fırtınası şiddetlenebilir
    breeze may blow : meltem esebilir
    curtain may blow : perde dalgalanabilir
    31 Örnek daha
    draught may blow : cereyan yapabilir
    dust may blow : toz uçabilir/kalkabilir
    fan may blow : vantilatör üfleyebilir
    fuse may blow : sigorta patlayabilir
    gale may blow : fırtına patlayabilir
    hurricane may blow : kasırga patlayabilir
    leaf may blow : yaprak kımıldayabilir
    sand may blow : kum esmek
    tyre may blow : lastik patlayabilir
    whistle may blow : düdük çalabilir
    wind may blow : rüzgar esebilir
    blow air : hava üflemek
    blow bang : patlama olmak
    blow bubble : baloncuğu patlatmak
    blow budget : bütçeyi aşmak
    blow chance : şansı kaybetmek
    blow cover : üstünü kapatmak
    blow dust : toz uçurmak
    blow fuse : sigortayı attırmak
    blow glass : cam üflemek
    blow hole : çukuru patlatmak
    blow horn : korna çalmak
    blow kiss : öpücük atmak
    blow knee : dizi yaralanmak
    blow mind : aklını başından almak
    blow nose : burnu temizlemek/yanmak
    blow smoke : duman yayılmak
    blow snow : kar esmek
    blow trumpet : trompet çalmak
    blow tyre : lastik patlamak
    blow whistle : düdük çalmak
    Daha az gör
    blow (n)

    vurma

    vuruş, ani saldırı

    Blow (n) ingilizce örnek cümle

    I received a blow to the face.

    Yüzüme bir darbe aldım.

    darbe

    felâket, hayal kırıklığı, şok

    sümkürme

    üfleme, çalma

    Blow (n) Collocations

    blow may come : tokat yenebilir
    blow may fall : darbe inebilir
    blow may knock : darbe vurulabilir
    aim blow : vurmayı amaçlamak
    avoid blow : darbeden kaçınmak
    9 Örnek daha
    catch blow : yumruk atmak
    exchange blow : yumruklaşma
    receive blow : darbe almak
    crushing blow : ezici darbe
    deadly blow : ölümcül darbe
    devastating blow : yıkıcı darbe
    single blow : tek darbe
    terrible blow : büyük darbe/ şok / hayal kırıklığı
    violent blow : şiddetli darbe
    Daha az gör

    Blow (n) Preposition Kullanımları

    blow to : ...ya darbe/... için felâket