She finally decided to break up with her husband.
Sonunda kocasından ayrılmaya karar verdi.
They had been going out for a couple of years before they broke up.
Ayrılmadan birkaç yıl önce çıkıyorlardı.
I fastened the box tight with a rope so that it wouldn't break up.
Kutuyu dağılmasın diye iple sıkıca bağladım.
After the group broke up in 1980, Robert Plant embarked on a successful solo career.
Grup 1980'de dağıldıktan sonra, Robert Plant başarılı bir solo kariyere başladı.
The vase broke up when he dropped it on the floor.
Vazo, yere düşürdüğünde parçalara ayrıldı.
Schools break up at the end of June for the summer holidays.
Okullar yaz tatili için haziran ayının sonunda tatile girer.