The plan calls for a lot of money.
Plan çok para gerektiriyor.
Mastering a foreign language calls for patience.
Yabancı bir dilde ustalaşmak sabır ister.
The treaty calls for a ban on nuclear explosions of any kind.
Antlaşma her türlü nükleer patlama yasağı talep ediyor.
The train leaves at half past ten, so I'll call for you at ten.
Tren saat on buçukta ayrılıyor, bu yüzden seni 10'da gelip alacağım.