Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Case ne demek?

Case ne demek? Case ne anlama gelir? Case İngilizce örnek cümle. Case eş anlamlıları.

    case (v)

    kutu içine koymak

    yerine koymak (kasa/kılıf vb), ciltlemek

    Case (n) Collocations

    case the joint : soygun öncesi keşif yapmak
    case (n)

    durum

    hâl, vaziyet, mesele

    Case (n) ingilizce örnek cümle

    Normally, I wouldn't accept such an offer, but I will make an exception in this case.

    Normalde böyle bir teklifi kabul etmem, ancak bu durumda bir istisna yapacağım.

    kap

    kılıf, kutu, kasa

    Case (n) ingilizce örnek cümle

    I want to buy a new guitar case.

    Yeni bir gitar kılıfı satın almak istiyorum.

    vaka

    dava, olay

    Case (n) ingilizce örnek cümle

    The police started to look into the murder case.

    Polis, cinayet vakasını araştırmaya başladı.

    Private detectives were hired to look into the strange case.

    Tuhaf durumu araştırmak için özel dedektifler tutuldu.

    There has been another case of cholera in the neighbourhood.

    Mahallede bir kolera vakası daha var.

    Case (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, mahkemedeki bir davayı anlatmak için kullanılabilir.
    case (n) : durum, kap, vaka
    trial (n) : deneme, duruşma
    hearing (n) : işitme, duruşma
    lawsuit (n) : dava
    litigation (n) : dava


    Case (n) Collocations

    case may allege : dava iddia edebilir
    case may arise : durum ortaya çıkabilir
    case may challenge : dava itiraz edebilir
    case may collapse : dava kapanabilir
    case may exist : vaka var olabilir
    42 Örnek daha
    case may involve : dava dahil olabilir
    case may occur : durum meydana gelebilir
    case may raise : dava öne sürebilir
    adjourn case : davayı ertelemek
    argue case : iddia ileri sürmek
    bolster case : iddiayı desteklemek
    bring case : dava getirmek
    cite case : dava örneği
    decide case : davaya karar vermek
    diagnose case : teşhis durumu
    have case : davaya girmek
    investigate case : olayı araştırmak
    lose case : davayı kaybetmek
    make case : sav sunmak/ ortaya atmak
    prepare case : dava hazırlamak
    pursue case : davaya devam etmek
    settle case : davayı kapatmak
    solve case : vakayı çözmek
    weaken case : iddiayı/savunmayı zayıfla(t)mak
    win case : davayı kazanmak
    advanced case : ileri dava
    antitrust case : tekelciliğe karşı vaka
    bad case : kötü / ciddi vaka
    civil case : hukuk davası
    compelling case : zorlu dava
    criminal case : kamu/ceza davası
    mild case : hafif/orta vaka
    rare case : nadir durum
    severe case : ciddi durum/vaka
    special case : özel durum
    unusual case : sıra dışı olay / vaka
    extreme case : olağanüstü bir örnek
    exceptional case : istisnai durum
    make out case : kanıt göstermek
    individual case : bireysel dosya
    specific case : belli dava/durum
    jewel case : mücevher kutusu / CD kabı
    jewellery case : mücevher kutusu
    bribery case : rüşvet vakası
    pillow case : yastık kılıfı
    case of corruption : yolsuzluk davası
    corruption case : yolsuzluk davası
    Daha az gör

    Case (n) Preposition Kullanımları

    case against : ...ya karşı dava
    case of : ... vakası, olayı
    in case of : … durumunda, … halinde
    in case : ...r diye, ...rsa diye
    in a case : bir vakada, bir durumda