It was impossible to come up with a really satisfactory solution.
Gerçekten tatmin edici bir çözüm bulmak imkansızdı.
The committee came up with one viable solution.
Komite uygulanabilir bir çözüm buldu.
Scientists will come up with new methods of increasing the world's food supply.
Bilim insanları, dünyanın yiyecek tedarikini artırmanın yeni yöntemlerini bulacaklardır.