He composed 24 symphonies and many concertos.
24 senfoni ve birçok konçerto besteledi.
The body is composed largely of water.
Vücut büyük ölçüde sudan oluşur.
Viruses are usually composed of RNA or DNA genomes.
Virüsler genellikle RNA veya DNA genomlarından oluşur.
Most dust particles in your house are composed of dead skin.
Evinizdeki toz parçacıklarının çoğu ölü deriden oluşur.
England, Scotland and Wales compose the island of Great Britain.
İngiltere, İskoçya ve Galler Büyük Britanya adasını oluşturur.