condition may improve
:
durum iyileşebilir
condition may monitor
:
durum izlenebilir
condition may persist
:
durum sürebilir
condition may prevail
:
durum hakim olabilir
condition may worsen
:
hastalık ilerleyebilir/kötüleşebilir
accept condition
:
şartı kabul etmek
aggravate condition
:
durumu zorlaştırmak
alleviate condition
:
durumu hafifletmek/gidermek
ameliorate condition
:
durumu düzeltmek/iyileştirmek
assess condition
:
durumu değerlendirmek
attach condition
:
kural koymak
create condition
:
koşul yaratmak
diagnose condition
:
hastalığı teşhis etmek
evaluate condition
:
durumu değerlendirmek
exacerbate condition
:
alevlenme durumu
have condition
:
şartlı olmak
impose condition
:
koşul öne sürmek, kural koymak
improve condition
:
şartı iyileştirmek
meet condition
:
şartları karşılamak
observe condition
:
kurala uymak, hastalığı/durumu gözlemlemek
obstruct condition
:
koşulu engellemek
satisfy condition
:
şartları karşılamak
set condition
:
koşul öne sürmek
simulate condition
:
durumu simüle etmek
specify condition
:
koşulu belirt
treat condition
:
rahatsızlığı tedavi etmek
worsen condition
:
kötü durum
adverse condition
:
olumsuz (ters) durum
ambient condition
:
ortam durumu
appalling condition
:
berbat durum
atmospheric condition
:
atmosferik durum
awful condition
:
berbat durum
bad condition
:
kötü / fena durum
benign condition
:
zararsız durum
changing condition
:
değişen şart
climatic condition
:
iklim koşulları
critical condition
:
kritik durum
dangerous condition
:
tehlikeli durum
debilitating condition
:
güçten düşüren hastalık
degenerative condition
:
dejeneratif durum
deplorable condition
:
içler acısı durum
difficult condition
:
zor şart
disabling condition
:
koşulsuz koşul
good condition
:
iyi durumda
harsh condition
:
sert koşul
hazardous condition
:
tehlikeli koşul/şart
human condition
:
insanlık hali
humid condition
:
nemli koşul
ideal condition
:
ideal koşul/durum
immaculate condition
:
kusursuz şartlar
inhumane condition
:
insanlık dışı durum
life-threatening condition
:
yaşamı tehdit eden durum/rahatsızlık
living conditions
:
yaşam koşulları
medical condition
:
tıbbi rahatsızlık
mental condition
:
zihinsel rahatsızlık
meteorological condition
:
meteorolojik durum
necessary condition
:
gerekli kondisyon
normal conditions
:
normal şartlar
optimum condition
:
optimum durum
original condition
:
orijinal durum
pathological condition
:
patolojik durum
peak condition
:
tepe koşulu
perfect condition
:
mükemmel durum
physical condition
:
fiziksel durum
political condition
:
siyasi durum
poor condition
:
kötü durum
pre-existing condition
:
daha önce var olan durum
prevailing condition
:
hakim durum
pristine condition
:
bozulmamış durum
psychiatric condition
:
psikiyatrik rahatsızlık
rare condition
:
nadir durum
reasonable condition
:
makul koşul
sanitary condition
:
hijyenik koşul
serious condition
:
ciddi durum
severe condition
:
şiddetli durum
social condition
:
sosyal durum
special condition
:
özel koşul
squalid condition
:
sefil durum
stable condition
:
stabil durum
stressful condition
:
stresli durum
strict condition
:
katı hal
sufficient condition
:
yeterli koşul/şart
terrible condition
:
korkunç durum/koşul
treacherous condition
:
hain durum
unfavourable condition
:
elverişsiz koşul
unsafe condition
:
güvensiz şart
unsanitary condition
:
sağlıksız durum
warm condition
:
sıcak durum
working conditions
:
çalışma şartları
dry condition
:
kuru koşul
driving condition
:
sürüş koşulu
extreme condition
:
olumsuz/aşırı şart
dreadful condition
:
berbat durum
economic conditions
:
ekonomik koşullar
excellent condition
:
mükemmel durum
favourable condition
:
elverişli koşul
experimental conditions
:
deneysel koşullar
environmental condition
:
çevresel durum
unhygienic condition
:
hijyenik olmayan durum
chronic condition
:
kronik durum
controlled condition
:
kontrollü durum
weakened condition
:
zayıflamış/zayıflatılmış sağlık durumu
treatable condition
:
tedavi edilebilir durum
operating condition
:
operasyon durumu
freak condition
:
ucube koşulu
optimal condition
:
uygun koşul
set out condition
:
koşulu belirlemek
appropriate condition
:
uygun koşul
natural conditions
:
doğa koşulları
abide by condition
:
şarta uymak
agree to condition
:
koşulu kabul etmek
comply with condition
:
şartlara uymak
lay down condition
:
şart koşmak
live in ... condition
:
... şartlarda yaşamak
genetic condition
:
genetik rahatsızlık
weather condition
:
hava durumu
financial condition
:
mali durum
extreme weather conditions
:
zor hava koşulları
essential condition
:
temel/gerekli şart
abominable conditions
:
iğrenç koşullar
conditions of accession
:
katılım şartları
drought conditions
:
kuraklık şartları
blizzard conditions
:
kar fırtınası koşulları
suffer from a condition
:
bir hastalıktan muzdarip olmak
chest condition
:
göğüs hastalığı
bail conditions
:
kefalet koşulları
lung condition
:
akciğer hastalığı
desert conditions
:
çöl şartları
skin condition
:
cilt hastalığı
heart condition
:
kalp hastalığı
Daha az gör