Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Contemporary ne demek?

Contemporary ne demek? Contemporary ne anlama gelir? Contemporary İngilizce örnek cümle. Contemporary eş anlamlıları.

    contemporary (n)

    çağdaş

    Contemporary (n) ingilizce örnek cümle

    Unlike his contemporaries, Salvador Dali refused to go to Paris.

    Çağdaşlarının aksine, Salvador Dali Paris'e gitmeyi reddetti.

    contemporary (adj)

    çağdaş

    modern

    Contemporary (adj) ingilizce örnek cümle

    Excessive population growth is an extremely serious problem facing the contemporary world.

    Aşırı nüfus artışı, çağdaş dünyanın karşı karşıya olduğu son derece ciddi bir sorundur.

    The museum contains 6,000 contemporary and modern artworks.

    Müze 6.000 çağdaş ve modern sanat eserini içermektedir.

    Contemporary (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, şu anda gerçekleşen şeyleri anlatmak için kullanılabilir.
    present (adj) : şimdiki, mevcut
    current (adj) : güncel
    modern (adj) : çağdaş
    contemporary (adj) : çağdaş
    present-day (adj) : bugünkü
    modern-day (adj) : modern


    Contemporary (adj) Collocations

    broadly contemporary : genel anlamda çağdaş
    decidedly contemporary : kesinlikle çağdaş
    nearly contemporary : neredeyse çağdaş
    roughly contemporary : kabaca çağdaş
    thoroughly contemporary : tamamen çağdaş
    67 Örnek daha
    exactly contemporary : tam olarak akran
    contemporary ballet : çağdaş bale
    contemporary architect : çağdaş mimar
    contemporary architecture : Çağdaş mimari
    contemporary art : çağdaş sanat
    contemporary artist : çağdaş sanatçı
    contemporary capitalism : çağdaş kapitalizm
    contemporary classic : çağdaş klasik
    contemporary composer : çağdaş besteci
    contemporary context : çağdaş bağlam
    contemporary criticism : çağdaş eleştiri
    contemporary culture : çağdaş kültür
    contemporary dance : çağdaş dans
    contemporary debate : Güncel tartışma
    contemporary doctrine : çağdaş doktrin
    contemporary drama : çağdaş drama
    contemporary economics : çağdaş ekonomi
    contemporary economist : çağdaş ekonomist
    contemporary equivalent : çağdaş eşdeğer
    contemporary example : çağdaş örnek
    contemporary fashion : çağdaş moda
    contemporary feminism : çağdaş feminizm
    contemporary fiction : çağdaş kurgu
    contemporary furniture : çağdaş mobilyalar
    contemporary historian : çağdaş tarihçi
    contemporary history : çağdaş tarih
    contemporary linguistics : çağdaş dilbilim
    contemporary literature : çağdaş edebiyat
    contemporary manifestation : çağdaş dışavurum/işaret/gösterge
    contemporary music : çağdaş müzik
    contemporary musician : çağdaş müzisyen
    contemporary novel : çağdaş roman
    contemporary novelist : çağdaş romancı
    contemporary painter : çağdaş ressam
    contemporary painting : çağdaş resim
    contemporary phenomenon : çağdaş fenomen
    contemporary philosopher : çağdaş filozof
    contemporary philosophy : çağdaş felsefe
    contemporary photography : çağdaş fotoğraf
    contemporary poet : çağdaş şair
    contemporary poetry : çağdaş şiir
    contemporary politics : çağdaş politika
    contemporary practice : çağdaş uygulama
    contemporary relevance : çağdaş alaka
    contemporary religion : çağdaş din
    contemporary repertoire : çağdaş repertuar
    contemporary scene : çağdaş sahne
    contemporary scholar : çağdaş bilgin
    contemporary sculptor : çağdaş heykeltıraş
    contemporary setting : çağdaş ortam
    contemporary society : çağdaş toplum
    contemporary spin : çağdaş spin
    contemporary style : çağdaş tarz
    contemporary taste : çağdaş tat
    contemporary theatre : çağdaş tiyatro
    contemporary theme : çağdaş tema
    contemporary thinker : çağdaş düşünür
    contemporary thinking : çağdaş düşünme
    contemporary understanding : çağdaş anlayış
    contemporary usage : çağdaş kullanım
    contemporary viewer : çağdaş görüntüleyici
    contemporary world : çağdaş dünya
    contemporary writer : çağdaş yazar
    contemporary writing : çağdaş yazı
    contemporary issue : güncel sorun
    contemporary life : çağdaş yaşam
    contemporary account : güncel rapor
    Daha az gör

    Contemporary (adj) Preposition Kullanımları

    contemporary with : ... ile çağdaş