country may import
:
ülke ithal edebilir
country may need
:
ülke ihtiyaç duyabilir
country may participate
:
ülke katılabilir
country may produce
:
ülke üretebilir
country may ratify
:
ülke onaylayabilir
country may sign
:
ülke işaret edebilir
country may struggle
:
ülke mücadele edebilir
country may suffer
:
ülke acı çekebilir
attack country
:
ülkeye saldırmak
betray country
:
ülkeye ihanet etmek
defend country
:
ülkeyi savunmak
destroy country
:
ülkeyi yok etmek
devastate country
:
ülkeyi yıkmak/harap etmek
enter country
:
ülkeye girmek
flee the country
:
ülkeden kaçmak
govern a country
:
bir ülke yönetmek
invade a country
:
bir ülkeyi istila etmek
lead country
:
ülkeyi yönetmek
leave country
:
ülkeyi terk etmek
occupy country
:
ülkeyi işgal etmek
protect country
:
ülkeyi korumak
represent country
:
ülkeyi temsil etmek
rule a country
:
ülkeyi yönetmek
run country
:
ülke yönetmek
serve country
:
ülkeye hizmet etmek
travel country
:
ülkeye seyahat etmek
unite country
:
ülkeyi birleştirmek
visit a country
:
bir ülkeyi ziyaret etmek
densely populated country
:
yoğun nüfuslu ülke
adopted country
:
yurt edinilmiş ülke
advanced country
:
gelişmiş ülke
affluent country
:
zengin ülke
capitalist country
:
kapitalist ülke
cold country
:
soğuk ülke
developed country
:
gelişmiş ülke
developing country
:
gelişmekte olan ülke
different country
:
başka ülke
home country
:
yaşanılan/ana ülke
impoverished country
:
fakir ülke
independent country
:
bağımsız ülke
industrial country
:
sanayici ülke
industrialized country
:
sanayileşmiş ülke
landlocked country
:
karayla çevrili ülke
native country
:
ana vatan
neighbouring country
:
komşu ülke
neutral country
:
tarafsız ülke
poor country
:
fakir ülke
populous country
:
kalabalık ülke
rich country
:
zengin ülke
strange country
:
yabancı/bilinmedik ülke
tropical country
:
tropikal ülke
underdeveloped country
:
az gelişmiş ülke
wealthy country
:
varlıklı ülke
western country
:
batı ülkesi
wild country
:
vahşi/yabani alan/arazi
distant country
:
uzaktaki ülke
foreign country
:
yabancı ülke
friendly country
:
dost ülke
fascinating country
:
büyüleyici ülke
Third-World country
:
üçüncü dünya ülkesi
high-income country
:
yüksek gelirli ülke
low-income country
:
düşük gelirli ülke
oil-producing country
:
petrol üreten ülke
oil-rich country
:
petrol zengini ülke
own country
:
kendi ülkesi
country may struggle with
:
ülke ile mücadele edebilir
host country
:
ev sahibi ülke
country accent
:
ülke aksanı / taşra aksanı
desert country
:
çölden oluşan ülke
emerging country
:
gelişmekte olan ülke
Daha az gör