The storm severely damaged the crops.
Fırtına mahsullere ciddi hasar verdi.
Clerks with indifferent or negative attitudes can damage the customer relationship.
Umursamaz veya olumsuz tavırlar sergileyen görevliler, müşteri ilişkilerine zarar verebilir.
The storm thoroughly damaged the hut beyond repair.
Fırtına kulübeye onarılamayacak kadar büyük hasar verdi.
The slightest damage to a CD or DVD could make the information on the disc inaccessible.
Bir CD veya DVD'ye en ufak bir hasar, diskteki bilgileri erişilemez kılar.
A stroke can deal a lot of damage to the brain.
Felç beyne çok fazla zarar verebilir.
The storm did a lot of damage to the crops.
Fırtına ekinlere büyük zarar verdi.
The plants suffered damage from the frost.
Bitkiler ayazdan zarar gördü.
The damage from the earthquake and tsunami was massive.
Deprem ve tsunamiden kaynaklanan hasar çok büyüktü.