The dangers of rock-climbing are very serious.
Kaya tırmanışının tehlikeleri çok ciddidir.
Elephants are in danger of dying out.
Filler ölme tehlikesiyle karşı karşıya.
Children are in danger every time they cross this road.
Çocuklar bu yoldan her geçtiklerinde tehlikede.
The patient is now out of danger after her operation.
Ameliyattan sonra hasta şu an tehlikeyi atlatmış durumda.
She's not completely cured, but at least she's out of danger.
Tamamen iyileşmedi ama en azından tehlikeyi atlattı.
Elephants across the world are in danger of extinction.
Dünya genelinde fillerin nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
Millions of people are in danger of famine and starvation.
Milyonlarca insan kıtlık ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya.
Many species of animals are in danger of dying out.
Birçok hayvan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.