Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Demanding ne demek?

Demanding ne demek? Demanding ne anlama gelir? Demanding İngilizce örnek cümle. Demanding eş anlamlıları.

    demand (v)

    talep etmek

    (ısrarla) istemek, dayatmak, zorlamak

    Demanding (v) ingilizce örnek cümle

    The police demanded that the criminal hand over the gun to them.

    Polis, suçlunun silahı onlara teslim etmesini istedi.

    The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.

    Gazeteciler, belediye başkanının neden onlarla konuşmadığını öğrenmek istedi.

    The female workers stood in unity and demanded equal pay for equal work on their jobs.

    Kadın işçiler birlik içindeydiler ve işlerinde eşit işe eşit ücret talep ettiler.

    gerektirmek

    ihtiyaç duymak

    Demanding (v) ingilizce örnek cümle

    This problem demands immediate attention.

    Bu sorun, derhal ilgilenilmesini gerektiriyor.

    The position demands strong leadership skills.

    Pozisyon, güçlü liderlik becerileri gerektiriyor.

    Demanding (adj) Collocations

    banner may demand sth : pankart bir şeyi talep edebilir
    campaign may demand : kampanya talep edebilir
    consumer may demand : tüketici talep edebilir
    convention may demand : kongre talep edebilir
    demonstrator may demand : gösterici talep edebilir
    89 Örnek daha
    etiquette may demand : görgü kuralları /gerektirebilir
    fairness may demand : adalet talep edebilir
    manifesto may demand : bildiri talep edebilir
    petition may demand : dilekçe talep edebilir
    protester may demand : protestocu talep edebilir
    resolution may demand : çözüm istenebilir
    situation may demand : durum gerektirebilir
    ultimatum may demand : ültimatom talep edebilir
    worker may demand : işçi talep edebilir
    demand access : erişim istemek/gerektirmek
    demand accountability : hesap verebilirlik talep etmek
    demand anonymity : gerçek ismini saklamayı/imzasızlığı istemek
    demand answer : cevap istemek
    demand apology : özür/mazeret/savunma talep etmek/beklemek
    demand assurance : güvence/söz istemek
    demand attention : dikkat çekmek
    demand ban : yasak gerektirmek
    demand ceasefire : ateşkes istemek/talep etmek
    demand change : değişim/değişiklik istemek
    demand compensation : tazminat talep etmek
    demand concentration : bir şeye yoğunlaşma/konsantrasyon gerektirmek
    demand concession : taviz/imtiyaz talep etmek
    demand conformity : uyumu/uygunluğu talep etmek
    demand cooperation : iş birliği istemek
    demand crackdown : yasaklama/baskı talep etmek/emretmek
    demand custody : velayeti istemek
    demand dexterity : el çabukluğu/becerisi gerektirmek
    demand disarmament : silahsızlanma istemek
    demand discipline : disiplin gerektirmek
    demand effort : çaba gerektirmek
    demand encore : istek parça/tekrar talep etmek
    demand end : bitmesini istemek
    demand enquiry : sorgulama/soruşturma talep etmek
    demand equality : eşitlik talep etmek
    demand excellence : mükemmellik istemek
    demand explanation : açıklama istemek
    demand expulsion : ihraç edilmesini/kovulması talep etmek/istemek
    demand extradition : iade talep etmek
    demand guarantee : garanti talep etmek
    demand halt : duraklama/mola/duraksama talep etmek
    demand hearing : toplantı/duruşma talep etmek
    demand improvement : gelişme/ilerleme talep etmek
    demand independence : bağımsızlık istemek/ talep etmek
    demand intervention : müdahale talep etmek
    demand investigation : araştırma talep etmek
    demand justice : adalet talep etmek/istemek
    demand liberty : özgürlük istemek
    demand loyalty : sadakat istemek/beklemek
    demand meeting : toplantı talep etmek
    demand obedience : itaat talep etmek
    demand patience : sabır gerektirmek
    demand payment : ödeme talep etmek
    demand perfection : mükemmeliyet talep etmek/beklemek
    demand precision : hassasiyet gerektirmek
    demand proof : kanıt/ispat istemek
    demand ransom : fidye talep etmek
    demand recognition : tanıma talep etmek
    demand reduction : azaltma/indirim talep etmek
    demand referendum : referandum istemek/teklif etmek
    demand reform : reform/yenilik talep etmek
    demand refund : para iadesi talep etmek
    demand regulation : düzenleme/yönetmelik/kural talep etmek
    demand release : tahliye talep etmek
    demand removal : görevden almayı/uzaklaştırmayı talep etmek
    demand repayment : geri ödeme talep etmek
    demand resignation : istifa talep etmek, istifasını istemek
    demand respect : saygı isteyen
    demand retribution : ceza/cezalandırma talep etmek
    demand return : geri dönüş/iade istemek/talep etmek
    demand revision : değişiklik/gözden geçirme talep etmek
    demand right : hakkını istemek/talep etmek
    demand submission : teslimi/boyun eğmeyi talep etmek
    demand surrender : teslim olmayı talep etmek
    demand sympathy : halden anlama/anlayış istemek
    demand tactic : taktik/yöntem gerektirmek
    demand vengeance : intikam istemek
    demand wage : ücret istemek
    demand willingness : isteklilik gerektirmek
    demand withdrawal : vazgeçme/geri çekilme talep etmek
    demand angrily : asabi bir şekilde talep etmek
    demand coldly : duygusuzca/soğukça talep etmek
    demand furiously : kızgın bir şekilde talep etmek
    demand harshly : sert bir şekilde/merhametsizce talep etmek
    demand impatiently : sabırsızca talep etmek
    demand indignantly : kızgın bir şekilde talepte bulunmak
    demand irritably : sinirli bir şekilde talep etmek
    demand loudly : yüksek sesle talep etmek
    demand roughly : kabaca talep etmek
    demand sharply : keskin bir şekilde talep etmek
    Daha az gör

    Demanding (adj) Preposition Kullanımları

    demand of : ... talebi
    demand from : ...dan talep etmek
    demanding (adj)

    çaba gerektiren

    talepkar, zorlu, zorlayıcı

    Demanding (adj) ingilizce örnek cümle

    Tennis is a physically demanding sport.

    Tenis, fiziksel çaba gerektiren bir spordur.

    He found he could no longer cope with his demanding job.

    Artık çok emek isteyen işiyle baş edemeyeceğini anladı.

    Demanding (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, zor olan şeyleri anlatmak için kullanılabilir.
    difficult (adj) : zor
    hard (adj) : zor, sıkı (çalışmak vs), katı
    challenging (adj) : zorlayıcı
    demanding (adj) : çaba gerektiren
    taxing (adj) : zorlayıcı
    testing (adj) : zorlayıcı


    Demanding (adj) Collocations

    highly demanding : son derece zorlu
    increasingly demanding : giderek zahmetli/zorlu
    overly demanding : oldukça zorlayıcı
    physically demanding : fiziksel olarak zorlu
    technically demanding : teknik olarak zorlu
    12 Örnek daha
    extremely demanding : son derece zorlayıcı
    fairly demanding : oldukça zorlu/zahmetli
    demanding job : zahmetli iş
    demanding requirement : zorlayıcı/zahmetli gereksinim
    demanding schedule : zorlayıcı/zahmetli program/plan
    demanding target : zorlu hedef
    demanding task : zorlayıcı görev
    demanding test : zorlu sınav
    demanding work : zahmetli çalışma/iş
    become demanding : zorlayıcı olmak
    get demanding : zorlamak
    seem demanding : talepkâr/zorlayıcı gibi görünmek
    Daha az gör