Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Depressed ne demek?

Depressed ne demek? Depressed ne anlama gelir? Depressed İngilizce örnek cümle. Depressed eş anlamlıları.

    depress (v)

    mutsuz etmek

    moral bozmak, canını sıkmak

    Depressed (v) ingilizce örnek cümle

    And I know I'm hardly perfect, but the music she plays depresses me.

    Biliyorum mükemmel değilim ama çaldığı müzik benim canımı sıkıyor.

    azaltmak

    düşürmek

    Depressed (v) ingilizce örnek cümle

    One house in five sold in Britain now is repossessed, and that depresses the house price market.

    İngiltere'de satılan her beş evden biri şimdi yeniden ele geçirildi ve bu da ev fiyatları piyasasını düşürüyor.

    bastırmak

    Depressed (v) ingilizce örnek cümle

    When a load is placed on the platform, it depresses the all the cells evenly.

    Platforma bir yük konulduğunda tüm hücrelere eşit miktarda baskı yapar.

    When a visitor depresses a button at the front door, a chime box or bell sounds inside the home.

    Bir ziyaretçi ön kapıda bir düğmeye bastığında, evin içinde bir zil sesi veya zil sesi duyulur.

    Depressed (adj) Collocations

    depress accelerator : gaz pedalına basmak
    depress key : tuşa basmak
    depressed (adj)

    bunalımda

    morali bozuk, gergin, canı sıkkın

    Depressed (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, mutsuz ve umutsuz hisseden kişileri anlatmak için kullanılabilir.
    depressed (adj) : bunalımda
    gloomy (adj) : kasvetli, umutsuz
    demoralized (adj) : morali bozuk
    despondent (adj) : ümitsizliğe kapılmış
    dejected (adj) : üzgün
    down (adj) : mutsuz, çökmüş (sistem)


    Depressed (adj) Collocations

    chronically depressed : kronik olarak depresif
    clinically depressed : klinik olarak depresif
    deeply depressed : derin depresif
    increasingly depressed : artarak depresif
    mildly depressed : hafif depresif
    24 Örnek daha
    relatively depressed : nispeten depresif
    seriously depressed : ciddi depresif
    severely depressed : ciddi depresif
    slightly depressed : biraz depresif
    suicidally depressed : intihar derecesinde depresif
    terribly depressed : çok depresif/ bunalımlı
    thoroughly depressed : fazlasıyla üzüntülü
    economically depressed : ekonomik olarak depresif
    extremely depressed : son derece bunalımlı
    fairly depressed : oldukça depresif
    depressed economy : kriz içinde olan ekonomi
    depressed market : bunalımlı pazar
    depressed mood : depresyon hali
    depressed patient : depresif hasta
    depressed region : çökmüş bölge
    depressed teenager : depresif genç
    become depressed : üzülmek
    feel depressed : depresyonda hissetmek
    get depressed : depresyona girmek
    look depressed : depresif görünmek
    make sb depressed : birini depresif hale getirmek
    remain depressed : depresyonda kalmak
    seem depressed : depresif görünmek
    stay depressed : depresyonda kalmak
    Daha az gör

    Depressed (adj) Preposition Kullanımları

    depressed by : ...nın yüzünden bunalımda
    depressed about : ...konusunda morali bozuk