disease may spread
:
hastalık yayılabilir
disease may strike
:
hastalık etkileyebilir
afflict disease
:
hastalıktan etkilenmek
carry disease
:
hastalık taşımak
catch disease
:
hastalığı yakalanmak
cause disease
:
hastalığa neden olmak
combat disease
:
hastalıkla savaşmak
contract a disease
:
hastalık kapmak
cure disease
:
hastalığı tedavi etmek
detect disease
:
hastalığı tespit etmek
develop a disease
:
bir hastalığa yakalanmak
diagnose disease
:
hastalığı teşhis etmek
eradicate a disease
:
bir hastalığı yok etmek
fight disease
:
hastalıkla mücadele etmek
get disease
:
hastalık kapmak
have disease
:
hastalanmak
inherit disease
:
hastalığı kalıtımla almak
prevent disease
:
hastalığı önlemek
spread disease
:
hastalığı yaymak/saçmak
transmit disease
:
hastalık bulaştırmak
treat a disease
:
hastalığı tedavi etmek
non-communicable disease
:
bulaşıcı olmayan hastalık
sexually transmitted disease
:
cinsel yolla bulaşan hastalık
acute disease
:
akut/çabuk ilerleyen hastalık
autoimmune disease
:
otoimmün hastalığı
bacterial disease
:
bakteriyel hastalık
cardiovascular disease
:
kalp-damar hastalığı
common disease
:
yaygın hastalık
communicable disease
:
bulaşıcı hastalık
congenital disease
:
doğuştan gelen hastalık
contagious disease
:
bulaşıcı hastalık
curable disease
:
tedavi edilebilir hastalık
dangerous disease
:
tehlikeli hastalık
deadly disease
:
ölümcül hastalık
degenerative disease
:
dejeneratif hastalık
hereditary disease
:
kalıtsal hastalık
infectious disease
:
bulaşıcı hastalık
life-threatening disease
:
yaşamı tehdit eden hastalık
mental disease
:
akıl hastalığı
occupational disease
:
meslek hastalığı
preventable disease
:
önlenebilir hastalık
pulmonary disease
:
akciğer hastalığı
rare disease
:
nadir hastalık
respiratory disease
:
solunum sistemi hastalığı
serious disease
:
ciddi hastalık
severe disease
:
ağır hastalık
terminal disease
:
ölümcül hastalık
tropical disease
:
tropikal hastalık
viral disease
:
virüs hastalığı
waterborne disease
:
sudan bulaşan hastalık
fatal disease
:
ölümcül hastalık
genetic disease
:
genetik hastalık
chronic disease
:
kronik hastalık
inherited disease
:
kalıtsal hastalık
treatable disease
:
tedavi edilebilir hastalık
blood-borne disease
:
kan yoluyla bulaşan hastalık
wipe out a disease
:
hastalığı yok etmek
pass on disease
:
hastalık bulaştırmak
stamp out disease
:
hastalığın kökünü kazımak
heart disease
:
kalp hastalığı
gum disease
:
dişeti hastalığı
disease prevention
:
hastalık önleme
incurable disease
:
tedavisi olmayan hastalık
prevalence of a disease
:
hastalık prevalansı / bir hastalığın görülme sıklığı
foot and mouth disease
:
şap hastalığı
suffer from a disease
:
bir hastalıktan muzdarip olmak
chest disease
:
göğüs hastalığı
bone disease
:
kemik hastalığı
liver disease
:
karaciğer hastalığı
lung disease
:
akciğer hastalığı
bowel disease
:
bağırsak hastalığı
neurological disease
:
nörolojik hastalık
relapse of a disease
:
bir hastalığın nüksetmesi
eliminate a disease
:
bir hastalığı ortadan kaldırmak
Daha az gör