I doubt that the mission will succeed.
Görevin başaracağından şüpheliyim.
His guilt was proved beyond all doubt.
Suçluluğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlandı.
My impression of him is that he is intelligent, but I have my doubts about his literary talent.
Onun hakkındaki izlenimim, zeki olduğu yönünde ama edebi yeteneği hakkında şüphelerim var.