The government made a dramatic change in transport policy.
Hükümet taşımacılık politikasında çarpıcı bir değişiklik yaptı.
India experiences the most dramatic monsoons in the world.
Hindistan dünyadaki en ani musonları yaşar.
Gutenberg’s invention made a dramatic impact when it reached the public.
Gutenberg'in icadı halka ulaştığında büyük bir etki yarattı.
Inflation can have dramatic effects on the economy.
Enflasyonun ekonomi üzerinde çarpıcı etkileri olabilir.
The dramatic arts are a form of narrative performed on a stage in front of an audience.
Sahne sanatlar, bir izleyicinin önünde bir sahnede gerçekleştirilen bir anlatı biçimidir.