The kids eagerly packed their bags for their trip to Disneyland and I'm quite eager to start my new job.
Çocuklar Disneyland gezisi için istekli bir şekilde bavullarını topladılar ve ben yeni işime başlamak için oldukça hevesliyim.
He is eager for the chance to prove himself.
Kendini kanıtlama şansı için can atıyor.
He is eager for a chance to study abroad.
Yurt dışında eğitim görme şansı için can atıyor.