She embraced him tightly as tears streamed down her face.
Gözyaşları yanağından süzülürken ona sıkıca sarıldı.
The new year is a time to let go of any negativity and embrace positivity and hope.
Yeni yıl, tüm olumsuzlukları geride bırakma, pozitifliği ve umudu kucaklama zamanıdır.
She struggled to embrace the change, and eventually came to terms with it.
Değişime kucak açmak için mücadele etti, ve sonunda onu kabul etti.
Postmodern theatre embrace ideas from culture, society and history.
Postmodern tiyatro kültür, toplum ve tarihten gelen fikirleri kapsar.