Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Equal ne demek?

Equal ne demek? Equal ne anlama gelir? Equal İngilizce örnek cümle. Equal eş anlamlıları.

    equal (v)

    eşit olmak

    eşitlemek, karşılık gelmek, aynı olmak

    Equal (v) ingilizce örnek cümle

    Seven minus two equals five.

    Yedi eksi iki eşittir beş.

    Six plus five equals eleven.

    Altı artı beş eşittir on bir.

    equal (n)

    denk

    eş, eşit
    equal (adj)

    eşit

    eş değerde, denk, birbirine eş

    Equal (adj) ingilizce örnek cümle

    A truly just society would have members who were equal in every way.

    Gerçekten adil bir toplumun her yönden eşit üyeleri vardır.

    The female workers stood in unity and demanded equal pay for equal work on their jobs.

    Kadın işçiler birlik içindeydiler ve işlerinde eşit işe eşit ücret talep ettiler.

    A mile is equal to about 1600 meters.

    Bir mil yaklaşık 1600 metreye eşittir.

    Equal (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, herhangi bir açıdan aynı olan şeyleri anlatırken kullanılabilir.
    same (adj) : aynı
    identical (adj) : tıpatıp aynı
    uniform (adj) : aynı
    synonymous (adj) : eş anlamlı
    indistinguishable (adj) : ayırt edilemeyen
    interchangeable (adj) : değiş tokuş edilebilir
    tantamount (adj) : eşdeğer
    equal (adj) : eşit


    Equal (adj) Collocations

    absolutely equal : tamamen eşit
    approximately equal : neredeyse eşit
    precisely equal : tam olarak eşit
    relatively equal : nispeten eşit
    roughly equal : yaklaşık/kabaca eşit
    21 Örnek daha
    virtually equal : neredeyse eşit
    essentially equal : gerçekte eşit
    exactly equal : tam olarak eşit
    equal access : eşit erişim
    equal balance : tam/doğru denge
    equal chance : eşit şans
    equal distribution : eşit dağılım
    equal footing : eşit muamele/durum
    equal importance : denk önem
    equal number : eşit sayı
    equal recognition : eşit tanıma
    equal representation : eşit temsil
    equal respect : eşit saygı
    equal right : eşit hak
    equal status : eşit statü
    equal treatment : eşit muamele
    equal validity : eşit geçerlilik
    become equal : denkleşmek
    make sb equal : birini eşitlemek
    make sth equal : sth eşit yapmak
    equal opportunity : eşit fırsat
    Daha az gör

    Equal (adj) Preposition Kullanımları

    equal to : …ya eşit
    equal in : ...açısından eşit