She likes all animals except spiders.
Örümcekler hariç tüm hayvanları seviyor.
Every house on our street was blue except ours.
Bizimki hariç, sokağımızdaki her ev maviydi.
We attend online classes every day except Sunday.
Pazar hariç her gün online derslere katılıyoruz.
My cat ignores me, except when she's hungry.
Kedim aç olduğu zamanlar dışında beni görmezden geliyor.