experience alienation
:
yabancılaşma/soğu(t)ma yaşamak
experience anguish
:
şiddetli ızdırap/acı hissetmek/yaşamak
experience anxiety
:
kaygı yaşamak
experience attack
:
nöbet/atak geçirmek
experience benefit
:
avantaja/faydaya sahip olmak
experience block
:
tutukluk yaşamak
experience boom
:
patlama / artış yaşamak
experience conversion
:
dönüşüm yaşamak
experience crisis
:
kriz yaşamak
experience death
:
ölüm görüp geçirmek
experience decline
:
düşüş yaşamak
experience decrease
:
düşüş/azalma yaşamak/deneyimlemek
experience defeat
:
yenilgi deneyimlemek
experience delay
:
gecikme yaşamak
experience depression
:
depresyon yaşamak
experience deprivation
:
yoksunluk/mahrumiyet yaşamak
experience deterioration
:
bozulma/kötüleşme yaşamak
experience diarrhoea
:
diyare/ishal (den) yaşamak/çekmek
experience difficulties
:
sıkıntılar yaşamak
experience dip
:
azalma (düşüş) yaşamak
experience disability
:
iş göremezlik hali/engellilik/ kuvvetsizlik yaşamak
experience disadvantage
:
dezavantaj yaşamak
experience disappointment
:
hayal kırıklığı yaşamak
experience disaster
:
felaket yaşamak
experience discomfort
:
rahatsızlık yaşamak
experience discrimination
:
(cinsiyet, ırk, din) ayrımı/ayrımcılık yaşamak
experience disruption
:
bozulma yaşamak/geçirmek
experience distress
:
sıkıntı/üzüntü yaşamak
experience disturbance
:
rahatsızlık yaşamak/deneyimlemek
experience divorce
:
boşanma yaşamak
experience downturn
:
düşüş yaşamak
experience drop
:
düşüş yaşamak
experience earthquake
:
deprem geçirmek
experience effect
:
etkisini yaşamak/hissetmek
experience elation
:
sevinç/gurur yaşamak
experience emotion
:
duygu yaşamak/hissetmek
experience episode
:
hastalık nöbeti geçirmek
experience erosion
:
erozyon yaşamak
experience expansion
:
genişleme/gelişme yaşamak
experience failure
:
başarısızlık deneyimlemek/yaşamak
experience fatigue
:
yorgunluk yaşamak/hissetmek
experience fear
:
korku yaşamak/hissetmek
experience feeling
:
his yaşamak
experience flash
:
ani duygu, düşünce, hareket /ani ışık yaşamak/geçirmek
experience flavour
:
tat/atmosfer yaşamak
experience fluctuation
:
dalgalanma yaşamak/geçirmek
experience frustration
:
hayal kırıklığı/gerilim yaşamak
experience grief
:
ızdırap yaşamak
experience growth
:
büyüme yaşamak
experience guilt
:
suçluluk hissetmek
experience hallucination
:
halüsinasyon/sanrı deneyimlemek
experience hardship
:
zorluk yaşamak
experience headache
:
baş ağrısı çekmek
experience high
:
mutluluk/neşeli hissetmek
experience horror
:
korku yaşamak
experience illness
:
hastalık yaşamak
experience improvement
:
gelişme yaşamak
experience incident
:
olay yaşamak
experience increase
:
artış yaşamak/göstermek
experience influx
:
akına uğramak
experience injury
:
yaralanma yaşamak
experience injustice
:
haksızlık/adaletsizlik yaşamak
experience intimacy
:
samimiyet yakalamak
experience irritation
:
rahatsızlık/tahriş yaşamak
experience isolation
:
tecritle/izolasyonla karşılaşmak
experience joy
:
sevinç yaşamak/hissetmek
experience loneliness
:
yalnızlık yaşamak/hissetmek
experience love
:
aşk hissetmek/tatmak
experience magic
:
büyüsünü yaşamak
experience menopause
:
menopoz yaşamak
experience migraine
:
migren yaşamak
experience nausea
:
bulantı yaşamak/hissetmek
experience pain
:
acı çekmek
experience pang
:
sızı hissetmek
experience period
:
dönem yaşamak
experience persecution
:
zulüm/işkence yaşamak
experience pleasure
:
zevk yaşamak
experience pressure
:
baskı yaşamak
experience problems
:
sorunlar yaşamak
experience racism
:
ırkçılık deneyimlemek/yaşamak
experience reaction
:
tepki geçirmek
experience recession
:
durgunluk yaşamak
experience recurrence
:
nüks/tekrar yaşamak
experience reduction
:
azalma/düşüş yaşamak
experience relapse
:
nüks/tekrar yaşamak
experience relief
:
rahatlama/ferahlık hissetmek
experience revival
:
canlanma/uyanış yaşamak
experience rush
:
akın/hücum hissetmek
experience sensation
:
his yaşamak
experience sense
:
his/duygu yaşamak
experience setback
:
aksilik yaşamak
experience shift
:
değişiklik yaşamak
experience shortage
:
kıtlık yaşamak
experience sickness
:
hastalık yaşamak
experience side effect
:
yan etki yaşamak
experience spasm
:
spazm/kasılma yaşamak/geçirmek
experience stress
:
stres yaşamak
experience strife
:
çatışma/savaş yaşamak
experience success
:
başarı deneyimlemek/yakalamak
experience suffering
:
acı çekmek
experience surge
:
artma hissetmek
experience symptom
:
belirti yaşamak/göstermek
experience thrill
:
heyecan yaşamak
experience tragedy
:
trajedi/facia yaşamak
experience trauma
:
travma/ciddi şok yaşamak
experience turmoil
:
karışıklık yaşamak
experience twinge
:
sancı/sızı/üzüntü yaşamak
experience upheaval
:
ayaklanma/çalkantı/ani değişim yaşamak
experience urge
:
istek yaşamak
experience vision
:
vizyona/hayal gücüne/öngörüye sahip olmak
experience wonder
:
harikayı deneyimlemek/keşfetmek
experience actually
:
aslında/tam olarak deneyimlemek
experience directly
:
doğrudan tecrübe etmek
experience first-hand
:
ilk elden/doğrudan tecrübe etmek
experience fully
:
tamamen deneyimlemek
experience personally
:
şahsen/kişisel olarak tecrübe etmek
experience subjectively
:
öznel olarak tecrübe etmek
experience vicariously
:
başkası hesabına/dolaylı tecrübe etmek
Daha az gör