Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Eye ne demek?

Eye ne demek? Eye ne anlama gelir? Eye İngilizce örnek cümle. Eye eş anlamlıları.

    eye (v)

    dikkatle bakmak

    gözlemek

    Eye (n) Collocations

    eye cautiously : dikkatlice gözlemek
    eye nervously : gergin bir şekilde bakmak
    eye sharply : keskin biçimde bakmak
    eye (n)

    göz

    iğne deliği

    delik

    Eye (n) Collocations

    eye may appraise : göz değerlendirebilir
    eye may betray : göz ele verebilir
    eye may blaze : göz parlayabilir
    eye may blink : gözünü kör edebilir
    eye may blur : göz bulanıklaşabilir
    140 Örnek daha
    eye may brighten : göz parlayabilir
    eye may brim : göz dolabilir
    eye may bulge : göz pörtleyebilir/dışarı doğru fırlayabilir
    eye may burn : göz yanabilir
    eye may catch : göz yakalayabilir
    eye may cloud : göz bulutlanabilir
    eye may crinkle : göz kırışabilir
    eye may dance : göz oynayabilir
    eye may darken : göz kararabilir
    eye may dart : göz hareket edebilir
    eye may dilate : göz genişleyebilir
    eye may dim : göz sönebilir
    eye may drift : göz kayabilir
    eye may drop : göz düşebilir
    eye may dull : göz körleşebilir
    eye may examine : göz muayene edilebilir/incelenebilir
    eye may fall : göz düşebilir
    eye may flare : göz parlayabilir
    eye may flash : göz pırıldayabilir
    eye may flick : göz titreşebilir
    eye may flicker : göz titreyebilir
    eye may flit : göz oynayabilir
    eye may follow : göz takip edebilir
    eye may glance : göz bakış atabilir
    eye may glaze : göz donuklaşabilir
    eye may gleam : göz parlayabilir
    eye may glisten : göz parlayabilir
    eye may glitter : göz parlayabilir
    eye may glow : göz parlayabilir
    eye may go : göz hareket edebilir
    eye may harden : göz sertleşebilir/duygusuzlaşabilir
    eye may hold : göz sahip olabilir
    eye may hurt : göz zarar görebilir
    eye may laugh : göz gülebilir
    eye may leap : göze çarpılabilir
    eye may lift : göz ortaya çıkabilir
    eye may lock : göz kilitlenebilir
    eye may lower : göz inebilir
    eye may meet : göz karşılaşabilir
    eye may mirror : göz yansıtabilir
    eye may mist : göz bulanıklaşabilir
    eye may mock : göz alay edebilir
    eye may move : göz hareket edebilir
    eye may narrow : göz kısılabilir
    eye may open : göz açılabilir
    eye may pierce : göz içine işleyebilir
    eye may plead : göz suçlayabilir/özür dileyebilir
    eye may pop : göz patlayabilir
    eye may prick : göz kıpırdayabilir
    eye may prickle : göz yanabilir
    eye may probe : göz araştırabilir
    eye may question : göz soru sorabilir
    eye may rake : göz hızlıca göz atabilir
    eye may reflect : göz yansıtabilir
    eye may regard : göz göz atabilir
    eye may roam : göz dolaşabilir
    eye may roll : göz yuvarlanabilir
    eye may round : göz dönebilir/genişleyebilir
    eye may rove : göz gezinebilir
    eye may run : göz gezinebilir
    eye may scan : göz tarayabilir
    eye may scour : göz araştırabilir/tarayabilir
    eye may scrutinize : göz dikkatle inceleyebilir
    eye may sharpen : göz kısılabilir/keskinleşebilir
    eye may shift : göz hareket edebilir/dolaşabilir
    eye may shin : göz parlayabilir
    eye may shine : göz parlayabilir
    eye may shoot : göz atılabilir
    eye may show : göz gösterebilir
    eye may shut : göz kapanabilir
    eye may slant : göz göz ucuyla bakabilir
    eye may slide : göz kayabilir
    eye may slip : göz kayabilir
    eye may smart : göz acıyabilir/yanabilir
    eye may smile : göz gülümseyebilir
    eye may smoulder : göz için için yanabilir
    eye may soften : göz kısılabilir
    eye may spark : göz kıvılcım saçabilir
    eye may sparkle : göz parlayabilir
    eye may squint : göz kısılabilir
    eye may sting : göz yanabilir
    eye may strain : göz yorgun olabilir
    eye may stray : göz gezinebilir/dolaşabilir
    eye may stream : göz akabilir
    eye may study : göz araştırabilir
    eye may survey : göz araştırabilir
    eye may sweep : gözü süpürebilir
    eye may swivel : göz dönebilir
    eye may tell : göz söyleyebilir
    eye may travel : göz gezdirilebilir/dolaşabilir
    eye may twinkle : göz parlayabilir
    eye may twitch : göz seğirebilir
    eye may wander : göz gezdirilebilir
    eye may watch : gözü izleyebilir
    eye may water : göz sulanabilir/akabilir
    eye may well : göz dolabilir
    eye may widen : göz genişleyebilir
    eye may wrinkle : göz kırışabilir
    avert eye : gözünü kaçırmak
    blink eye : göz kırpmak
    cast eye : göz gezdirmek
    catch eye : dikkatini çekmek
    focus eye : odak göz
    lift eye : gözü (yukarı) kaldırmak
    meet eye : göze göze gelmek, göze çarpmak
    protect eye : gözü korumak
    rub eye : gözünü ovuşturmak
    shut eye : gözü kapatmak
    angry eye : sinirli göz
    anxious eye : endişeli göz
    baggy eye : göz altı torbası
    bloodshot eye : kanlanmış göz
    blue eye : mavi göz
    bright eye : parlak göz
    cautious eye : dikkatli göz
    green eye : yeşil göz
    inexperienced eye : deneyimsiz göz
    jaundiced eye : sarılıklı göz
    kindly eye : nazik bakış
    red eye : kırmızı göz
    sharp eye : keskin göz
    sunken eye : çökük göz
    wild eye : çılgın/meraklı göz
    enormous eye : muazzam göz
    experienced eye : deneyimli/uzman göz
    unfocused eye : odaklanmamış göz
    prying eyes : meraklı gözler
    eye may adjust to : göz ayarlayabilir
    eye may focus on : göz odaklanabilir
    naked eye : çıplak göz
    eye contact : göz teması
    eye examination : göz muayenesi
    eye gum : çapak
    eye surgery : göz amliyatı
    rolling eyes : fıldır fıldır gözler
    eye irritation : göz tahrişi
    eye strain : göz yorgunluğu
    eye drop : göz damlası
    eye patch : göz bandı
    eye colour : göz rengi
    Daha az gör