I was fined eighty dollars for a parking violation.
Park ihlali nedeniyle seksen dolar para cezasına çarptırıldım.
Instead of a prison sentence, they were let off with a fine.
Hapis cezası yerine para cezasına çarptırıldılar.
He took advantage of the fine weather to paint the wall.
Duvarı boyamak için güzel hava koşullarından yararlandı.
Read the fine print whenever you take out a loan.
Kredi aldığınızda küçük yazıları okuyun.
There's a fine line between genius and insanity.
Dahilik ve delilik arasında ince bir çizgi vardır.