He occupies a prominent position in the firm.
Firmada önemli bir yere sahiptir.
Clay is soft when wet, but firm when dry.
Kil ıslakken yumuşaktır, ancak kuruduğunda sertleşir.
This glue retains a firm bond, yet is somewhat flexible.
Bu tutkal sağlam bir bağı kurar, ancak biraz esnektir.
Despite being hit by the car, the tree was still firm.
Araba çarpmasına rağmen, ağaç hala yerindeydi.
Set firm rules about no tobacco use in your home.
Evinizde tütün kullanılmaması konusunda kesin kurallar belirleyin.