I invited him back to my flat for a coffee.
Onu kahve için daireme davet ettim.
They're renting a furnished flat on the third floor.
Üçüncü katta mobilyalı bir daire kiralıyorlar.
I haven't rent a flat yet, I'm going to stay with my friend for a while.
Henüz bir daire kiralamadım, bir süre arkadaşımda kalacağım.
Flat land is less susceptible to water erosion.
Düz arazi su erozyonuna karşı daha az hassastır.
Crops were laid flat by heavy rainstorms.
Ekinler ağır yağmur fırtınası ile düz bir şekilde serildi.
People once believed the world was flat.
İnsanlar bir zamanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu.
I had to push my bicycle because I had a flat tire.
Bisikletimi itmek zorunda kaldım çünkü lastiğim patladı.
The driver jacked up his car to change the flat tire.
Sürücü, patlak lastiği değiştirmek için arabasını krikoyla kaldırdı.
The team looked flat for large parts of the game.
Takım, oyunun büyük bölümleri boyunca cansız görünüyordu.
Please drink the coke before it goes flat.
Lütfen kolayı gazı kaçmadan önce iç.
This cola has gone flat and doesn't taste good.
Bu kolanın gazı kaçmış ve tadı güzel değil.