Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Gap ne demek?

Gap ne demek? Gap ne anlama gelir? Gap İngilizce örnek cümle. Gap eş anlamlıları.

    gap (n)

    boşluk

    açıklık, aralık, ara

    Gap (n) ingilizce örnek cümle

    The witness was able to fill in some of the gaps in the victim's story for police.

    Tanık, polis için kurbanın hikayesindeki bazı boşlukları doldurabildi.

    The cat went through a gap in the fence.

    Kedi çitteki bir boşluğun içinden geçti.

    The gap around the window or door should be filled very carefully.

    Pencere veya kapı etrafındaki boşluk çok dikkatli bir şekilde doldurulmalıdır.

    fark

    uçurum, ayrım, kopukluk

    Gap (n) ingilizce örnek cümle

    The gap between the richest and the poorest in the country is alarming.

    Ülkedeki en zengin ve en fakir arasındaki fark endişe verici.

    The parents are trying to bridge the generation gap with their children.

    Ebeveynler, çocuklarıyla arasındaki kuşak çatışmasını gidermeye çalışıyorlar.

    There exists a generation gap between the young and the old.

    Gençler ve yaşlılar arasında bir kuşak çatışması vardır.

    Gap (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, doldurulması gereken boşluk, eksiklik anlamında kullanılabilir.
    gap (n) : boşluk, fark
    lack (n) : eksiklik
    absence (n) : (bir yerde) bulunmama
    deficiency (n) : eksiklik
    vacuum (n) : hava boşluğu, elektrikli süpürge, eksiklik


    Gap (n) Collocations

    gap may appear : boşluk görünebilir
    gap may grow : aralık açılabilir
    gap may narrow : aralık daralabilir
    gap may separate : boşluk ayırabilir
    gap may widen : boşluk genişleyebilir
    19 Örnek daha
    address gap : boşluğa/açıklığa eğilmek/üzerinde durmak
    bridge gap : arayı kapatmak
    identify gap : boşluğu tanımlamak
    narrow gap : farkı kapamak
    reduce gap : farkı, uçurumu azaltmak
    widen gap : farkı, boşluğu genişletmek
    growing gap : büyüyen fark
    huge gap : büyük fark
    important gap : önemli boşluk
    serious gap : ciddi fark
    significant gap : önemli fark
    vast gap : uçsuz bucaksız boşluk
    wide gap : geniş boşluk/fark
    enormous gap : muazzam boşluk
    widening gap : genişleyen fark, boşluk
    fill in gap : boşluğu doldurmak
    generation gap : kuşak çatışması
    gender gap : cinsiyet ayrımı
    credibility gap : güvenilirlik açığı
    Daha az gör

    Gap (n) Preposition Kullanımları

    gap in : …da aralık, fark
    gap between : …arasındaki boşluk, fark
    through a/the gap : boşluktan/boşluğun içinden