Bill got up early the next morning to catch the first train.
Bill ertesi sabah ilk treni yakalamak için erken kalktı.
Some people prefer getting up early in the morning.
Bazı insanlar sabah erken kalkmayı tercih eder.
He got up suddenly and walked out of the room in the middle of our conversation.
Aniden ayağa kalktı ve konuşmamızın ortasında odadan çıktı.
The play was really bad, so half of the audience got up and left.
Oyun gerçekten kötüydü, bu yüzden seyircilerin yarısı kalkıp gitti.