The United States went through a period of economic prosperity in the 1950s.
Amerika Birleşik Devletleri 1950'lerde bir ekonomik refah dönemi yaşadı.
In the nineties, independent film went through a major change.
Doksanlarda bağımsız sinema büyük bir değişim geçirdi.
During the war, people went through many hardships.
Savaş sırasında insanlar birçok zorluk yaşadılar.
We went through the report thoroughly so that we didn't skip any information.
Herhangi bir bilgiyi atlamamamız için raporun tamamına göz attık.
The employees went through the whole process from top to bottom.
Çalışanlar tüm süreci tepeden tırnağa gözden geçirdiler.
Players went through their lines one more time before they took the stage.
Oyuncular sahneye çıkmadan önce, bir kez daha rollerinin üzerinden geçtiler.
France accepted the offer and the deal went through.
Fransa teklifi kabul etti ve anlaşma kabul edildi.