Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Ground ne demek?

Ground ne demek? Ground ne anlama gelir? Ground İngilizce örnek cümle. Ground eş anlamlıları.

    ground (adj)

    öğütülmüş

    kıyma

    Ground (n) Collocations

    ground almond : öğütülmüş badem
    ground beef : dana kıyma
    ground coffee : öğütülmüş kahve
    ground lamb : kuzu kıyması
    ground meat : kıyma
    3 Örnek daha
    ground pepper : öğütülmüş/ toz biber
    ground pork : domuz eti kıyması
    ground spice : toz/ öğütülmüş baharat
    Daha az gör
    ground (v)

    kalkışı engellemek (uçak)

    kalkamamak, yere indirmek

    Ground (n) Collocations

    ground fleet : filo (gemi) karaya oturmak, filoyu (uçak) yere indirmek
    ground flight : uçuşu dayan(dır)mak
    ground helicopter : helikopter(i) uçurtmamak / inmek
    ground firmly : sıkıca dayan(dır)mak/temellenmek
    ground historically : tarihi açıdan temellendirmek / dayan(dır)mak
    5 Örnek daha
    ground religiously : dini olarak temellendirmek
    ground scientifically : bilimsel olarak dayan(dır)mak
    ground solidly : sağlamca temellen(dir)mek / dayanmak
    ground thoroughly : tamamen temellen(dir)mek / dayanmak
    ground well : iyi/ dikkatlice temellendirmek/ zeminlemek
    Daha az gör

    Ground (n) Preposition Kullanımları

    ground on : ...ya dayandırmak
    grind (v)

    öğütmek

    ufalamak, makinede çekmek, toz haline getirmek

    bilemek

    keskinleştirmek, zımparalamak

    Ground (n) Collocations

    mill may grind : değirmen öğütebilir
    grind coffee : kahve çekmek
    grind teeth : diş gıcırdatmak
    ground turkey : hindi kıyması
    ground (n)

    zemin

    yer, taban, saha

    sebep

    neden

    Ground (n) Collocations

    cover ground : mesafe almak, bir konuyu/çalışmayı/tartışmayı kapsamak, yeri kaplamak/örtmek
    enter ground : (kuşatan) bir yere girmek
    give ground : zemin hazırlamak, boyun eğmek
    have ground : temeli olmak
    hit the ground : yere düşmek/ vurmak
    79 Örnek daha
    kick ground : yeri tekmelemek, yere (ayak ile) vurmak
    leave ground : yeri bırakmak, temelden vazgeçmek
    litter ground : yeri/ zemini kirletmek
    paw ground : (pençesiyle / patisiyle) yeri tırmalamak, eşelemek
    pound ground : zemine vurmak
    reach ground : yere ulaşmak/varmak
    scan ground : zemini/alanı taramak
    shake ground : yeri / zemini sallamak
    strike ground : yere çarpmak/ vurmak
    touch ground : zemine/ yere dokunmak
    walk ground : etrafta yürümek
    away ground : deplasman oynanan saha
    barren ground : çorak toprak
    cold ground : soğuk / donuk zemin/ toprak
    common ground : ortak görüş
    damp ground : nemli toprak/zemin
    dangerous ground : tehlikeli alan/konu
    difficult ground : zor/ çetin zemin
    good ground : çok iyi/sağlam sebep/zemin
    hallowed ground : kutsal yer
    hard ground : sağlam zemin
    high ground : yüksek yer/ bölge
    holy ground : kutsal toprak
    home ground : ev zemini, önceki ilgi/konu/tartışma
    large ground : geniş etraf / çevre /saha
    legal ground : yasal zemin/sebep
    legitimate ground : meşru zemin
    low ground : alçak zeminli
    marshy ground : bataklık, bataklık arazi
    middle ground : ikisinin ortası
    moral ground : ahlaki zemin/sebep
    muddy ground : çamur yer / alan
    neutral ground : tarafsız zemin/alan
    old ground : eski yer/ alan
    open ground : açık alan/yer
    political ground : politik zemin
    reasonable ground : mantıklı sebep / gerekçe
    rocky ground : kayalık zemin
    rough ground : pürüzlü /taşlık zemin
    sacred ground : kutsal yer
    safe ground : güvenli alan
    sandy ground : kumlu zemin
    shaky ground : sağlam olmayan zemin
    snowy ground : karlı zemin
    soft ground : yumuşak zemin
    solid ground : sağlam zemin
    stony ground : taşlı zemin
    strong ground : sağlam/güçlü zemin
    sufficient ground : yeterli zemin
    surrounding ground : çevreleyen yer, etraf
    uneven ground : düz olmayan /engebeli zemin
    valid ground : geçerli temel
    wet ground : ıslak zemin
    dry ground : kuru zemin
    firm ground : sağlam zemin
    flat ground : düz arazi
    dusty ground : kuru / toz ile kaplı toprak
    frozen ground : donmuş toprak/ zemin
    ethical ground : ahlaki/ etik zemin
    fertile ground : verimli toprak/ yer
    economic ground : ekonomik sebep / zemin
    familiar ground : tanıdık zemin/yer/konu/tartışma
    extensive ground : geniş alan / yer
    snow-covered ground : karla kaplı zemin /yer
    level ground : yer seviyesi, düz arazi
    humanitarian ground : insani zemin/sebep
    fall to ground : yere düşmek/ yığılmak
    dumping ground : çöplük
    gain ground : ilerlemek | güç kazanmak
    lose ground : gerilemek, itibarını kaybetmek
    ground rules : temel kurallar
    ground floor : zemin kat
    ground troops : kara birlikleri
    ground ball : yerden giden top
    burial ground : mezarlık
    breeding ground : üreme alanı
    feeding ground : beslenme alanı
    break new ground : yeni bir çığır açmak
    break ground : temel atmak (inşaat)
    Daha az gör

    Ground (n) Preposition Kullanımları

    ground for : ...için temel/neden
    above ground : yerin üstünde, havada
    on the ground : yerde
    under the ground : yerin altında
    in the ground : zeminde
    1 Örnek daha
    below ground : yerin altında
    Daha az gör

    Ground ile Bağlantılı Kelimeler