kick ground
:
yeri tekmelemek, yere (ayak ile) vurmak
leave ground
:
yeri bırakmak, temelden vazgeçmek
litter ground
:
yeri/ zemini kirletmek
paw ground
:
(pençesiyle / patisiyle) yeri tırmalamak, eşelemek
pound ground
:
zemine vurmak
reach ground
:
yere ulaşmak/varmak
scan ground
:
zemini/alanı taramak
shake ground
:
yeri / zemini sallamak
strike ground
:
yere çarpmak/ vurmak
touch ground
:
zemine/ yere dokunmak
walk ground
:
etrafta yürümek
away ground
:
deplasman oynanan saha
barren ground
:
çorak toprak
cold ground
:
soğuk / donuk zemin/ toprak
common ground
:
ortak görüş
damp ground
:
nemli toprak/zemin
dangerous ground
:
tehlikeli alan/konu
difficult ground
:
zor/ çetin zemin
good ground
:
çok iyi/sağlam sebep/zemin
hallowed ground
:
kutsal yer
hard ground
:
sağlam zemin
high ground
:
yüksek yer/ bölge
holy ground
:
kutsal toprak
home ground
:
ev zemini, önceki ilgi/konu/tartışma
large ground
:
geniş etraf / çevre /saha
legal ground
:
yasal zemin/sebep
legitimate ground
:
meşru zemin
low ground
:
alçak zeminli
marshy ground
:
bataklık, bataklık arazi
middle ground
:
ikisinin ortası
moral ground
:
ahlaki zemin/sebep
muddy ground
:
çamur yer / alan
neutral ground
:
tarafsız zemin/alan
old ground
:
eski yer/ alan
open ground
:
açık alan/yer
political ground
:
politik zemin
reasonable ground
:
mantıklı sebep / gerekçe
rocky ground
:
kayalık zemin
rough ground
:
pürüzlü /taşlık zemin
sacred ground
:
kutsal yer
safe ground
:
güvenli alan
sandy ground
:
kumlu zemin
shaky ground
:
sağlam olmayan zemin
snowy ground
:
karlı zemin
soft ground
:
yumuşak zemin
solid ground
:
sağlam zemin
stony ground
:
taşlı zemin
strong ground
:
sağlam/güçlü zemin
sufficient ground
:
yeterli zemin
surrounding ground
:
çevreleyen yer, etraf
uneven ground
:
düz olmayan /engebeli zemin
valid ground
:
geçerli temel
wet ground
:
ıslak zemin
dry ground
:
kuru zemin
firm ground
:
sağlam zemin
flat ground
:
düz arazi
dusty ground
:
kuru / toz ile kaplı toprak
frozen ground
:
donmuş toprak/ zemin
ethical ground
:
ahlaki/ etik zemin
fertile ground
:
verimli toprak/ yer
economic ground
:
ekonomik sebep / zemin
familiar ground
:
tanıdık zemin/yer/konu/tartışma
extensive ground
:
geniş alan / yer
snow-covered ground
:
karla kaplı zemin /yer
level ground
:
yer seviyesi, düz arazi
humanitarian ground
:
insani zemin/sebep
fall to ground
:
yere düşmek/ yığılmak
dumping ground
:
çöplük
gain ground
:
ilerlemek | güç kazanmak
lose ground
:
gerilemek, itibarını kaybetmek
ground rules
:
temel kurallar
ground floor
:
zemin kat
ground troops
:
kara birlikleri
ground ball
:
yerden giden top
burial ground
:
mezarlık
breeding ground
:
üreme alanı
feeding ground
:
beslenme alanı
break new ground
:
yeni bir çığır açmak
break ground
:
temel atmak (inşaat)
Daha az gör