Don't expect me to help you with your homework.
Ödevinde sana yardım etmemi bekleme.
She always helps her mother wash the dishes.
Her zaman annesinin bulaşıkları yıkamasına yardım eder.
I helped him to carry his baggage upstairs.
Bagajını yukarı taşımasına yardım ettim.
Jack is too proud to ask for help.
Jack yardım isteyemeyecek kadar gururlu.
The patient was quite beyond help, so the doctors could do no more.
Hasta yardım edilemeyecek durumdaydı, bu yüzden doktorlar daha fazlasını yapamadı.