high aim
:
yüksek amaç
high altitude
:
yüksek rakım
high amount
:
yüksek miktar
high ball
:
yüksekten atılan top
high bill
:
yüksek fatura
high blood pressure
:
yüksek tansiyon
high casualty
:
yüksek zayiat
high chance
:
yüksek şans
high cholesterol
:
yüksek kolesterol
high church
:
yüksek kilise
high cliff
:
yüksek yamaç
high concentration
:
yüksek konsantrasyon
high confidence
:
yüksek özgüven
high consumption
:
yüksek tüketim
high content
:
yüksek içerik
high correlation
:
yüksek ilişki
high cost
:
yüksek fiyat
high culture
:
yüksek kültür
high degree
:
yüksek derece
high demand
:
yüksek talep
high density
:
yüksek yoğunluk
high dose
:
yüksek doz
high efficiency
:
yüksek verim
high employment
:
yüksek istihdam
high end
:
en son teknolojiye sahip
high estimate
:
yüksek tahmin
high expectations
:
yüksek beklentiler
high expense
:
yüksek masraf
high explosive
:
yüksek patlayıcı
high exposure
:
fazla maruz kalma
high fat
:
yüksek yağ
high fever
:
yüksek ateş
high figure
:
yüksek rakam
high frequency
:
yüksek sıklık/frekans
high grade
:
yüksek not
high ground
:
yüksek yer/ bölge
high heel
:
yüksek topuk
high hope
:
büyük umut
high humidity
:
yüksek nem
high importance
:
büyük önem
high incidence
:
yüksek oran
high inflation
:
yüksek enflasyon
high intake
:
yüksek alım
high intelligence
:
üstün zeka
high intensity
:
yüksek yoğunluk
high jump
:
yüksek atlama
high latitude
:
yüksek enlem
high maintenance
:
yüksek bakım
high mileage
:
yüksek kilometre
high mortality
:
yüksek ölüm oranı
high mountain
:
yüksek dağ
high noon
:
tam öğle vakti
high number
:
büyük sayı
high occurrence
:
yüksek oluş
high offer
:
yüksek teklif
high office
:
yüksek makam
high pay
:
yüksek ücret
high peak
:
yüksek tepe
high percentage
:
yüksek yüzde
high performance
:
yüksek performans
high plateau
:
yüksek plato
high point
:
yüksek nokta
high precision
:
yüksek hassasiyet
high pressure
:
yüksek basınç
high price
:
yüksek fiyat
high priority
:
yüksek öncelik
high probability
:
yüksek ihtimal
high profile
:
kamuoyunca iyi bilinen
high profit
:
yüksek kar
high profitability
:
yüksek karlılık
high proportion
:
yüksek oran
high quality
:
yüksek kalite
high rainfall
:
yüksek yağış
high rank
:
yüksek rütbe, yüksek makam
high rate
:
yüksek oran
high regard
:
önemli/yüksek saygı/hayranlık
high reliability
:
yüksek güvenilirlik
high relief
:
büyük rahatlama
high resolution
:
yüksek çözünürlük
high respect
:
yüksek saygı
high return
:
yüksek kâr
high reward
:
yüksek ödül
high risk
:
yüksek risk
high salary
:
yüksek maaş
high school
:
lise
high score
:
yüksek puan
high sensitivity
:
yüksek duyarlılık
high society
:
yüksek toplum
high speed
:
yüksek hız
high speed limit
:
yüksek hız limiti
high standard
:
yüksek standart
high status
:
yüksek statü
high stool
:
yüksek tabure
high stress
:
yüksek stres
high target
:
yüksek hedef
high tax
:
yüksek vergi
high technology
:
gelişmiş teknoloji
high temperature
:
yüksek sıcaklık
high tide
:
yüksek gelgit
high treason
:
vatana ihanet
high turnover
:
yüksek iş hacmi
high unemployment
:
yüksek işsizlik
high usage
:
yüksek kullanım
high value
:
yüksek değer
high visibility
:
yüksek görünürlük
high voltage
:
yüksek voltaj
high wage
:
yüksek ücret
high wind
:
sert rüzgar
high yield
:
yüksek verim
high level
:
yüksek düzey
high order
:
yüksek düzey
relatively high
:
nispeten yüksek
alarmingly high
:
endişe verici seviyede yüksek
have a high opinion of sb/sth
:
bir şeyi veya birini önemsemek
high jinx
:
şamata
extremely high
:
oldukça yüksek
high time
:
vakti geldi de geçiyor
Daha az gör