Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Hold ne demek?

Hold ne demek? Hold ne anlama gelir? Hold İngilizce örnek cümle. Hold eş anlamlıları.

    hold (v)

    tutmak

    taşımak, sahip olmak

    Hold (v) ingilizce örnek cümle

    A magnet can hold many nails at a time.

    Bir mıknatıs bir seferde birçok çiviyi tutabilir.

    The handle of this pan is easy to hold.

    Bu tavanın sapını tutması kolay.

    düzenlemek

    yapmak, (toplantı, parti, seçim vs) organize etmek

    Hold (v) ingilizce örnek cümle

    They will hold a meeting at 2 o'clock this afternoon.

    Bu öğleden sonra saat 2'de bir toplantı düzenleyecekler.

    Hold (n) Collocations

    analogy may hold : benzerlik uyabilir
    archive may hold : arşiv tutabilir
    auditorium may hold : oditoryum (içine)alabilir
    bag may hold sth : çanta bir şey alabilir
    boat may hold : tekne alabilir
    101 Örnek daha
    bowl may hold : kase alabilir
    box may hold : kutu alabilir
    bucket may hold : kova alabilir
    ceasefire may hold : ateşkes devam edebilir
    clip may hold : kıskaç tutabilir
    closet may hold : dolap alabilir
    computer may hold : bilgisayar tutabilir
    container may hold : konteyner tutabilir
    court may hold : mahkeme karar verebilir
    disk may hold : disk saklayabilir
    eye may hold : göz sahip olabilir
    future may hold : Gelecek getirebilir
    gaze may hold : bakış bırakmayabilir
    hand may hold : el tutabilir
    judge may hold : hakim tutabilir
    library may hold : kütüphane tutabilir
    luck may hold : şans tutabilir
    maxim may hold : özdeyiş içerebilir
    pail may hold : kova alabilir
    rack may hold : raf tutabilir
    shelf may hold : raf tutabilir
    store may hold : mağaza alabilir
    theory may hold : teori önerebilir
    tradition may hold : gelenek kabul ettirebilir
    truce may hold : ateşkes sürebilir
    vase may hold : vazo tutabilir
    weather may hold : hava durumu tutabilir
    wisdom may hold : akıl kabul ettirebilir
    hold association : derneği tutmak
    hold attention : dikkat çekmek
    hold attraction : çekiciliğe sahip olmak
    hold baby : bebeği tutmak
    hold bag : çantayı / torbayı tutmak
    hold ball : balo düzenlemek
    hold ballot : oylama yapmak
    hold banner : afiş tutmak / taşımak
    hold banquet : ziyafet düzenlemek
    hold belief : inanca bağlanmak/sahip olmak
    hold breath : nefesini tutmak
    hold a castle : kaleyi elinde tutmak
    hold celebration : kutlama yapmak
    hold charm : cazibesini koru
    hold clue : ipucu taşımak / içermek
    hold collection : koleksiyon sahip olmak/yapmak
    hold conference : konferans düzenlemek
    hold contest : yarışma düzenlemek
    hold copyright : telif hakkına sahip olmak
    hold degree : diploma almak
    hold dinner : akşam yemeği düzenlemek
    hold an election : seçim düzenlemek
    hold an event : bir etkinlik düzenlemek
    hold exhibition : sergi düzenlemek
    hold expectation : beklenti içinde olmak
    hold festival : festival düzenlemek
    hold game : oyun düzenlemek
    hold gathering : kalabalığı tutmak
    hold grudge : kin tutmak
    hold hand : el ele tutuşmak
    hold hostage : rehin almak
    hold idea : fikir sahibi olmak
    hold key : anahtarını elinde bulundurmak
    hold majority : çoğunluğu tutmak
    hold march : marş yürüyüşü
    hold a meeting : toplantı düzenlemek
    hold moisture : nem tutmak
    hold monopoly : tekeline sahip olmak
    hold mystery : gizem barındırmak
    hold office : makama sahip olmak
    hold opinion : bir görüşe sahip olmak
    hold a party : parti düzenlemek
    hold patent : patent almak
    hold place : yeri olmak
    hold position : rol üstlenmek
    hold potential : potansiyele sahip olmak
    hold power : gücü tutmak
    hold prejudice : önyargılı olmak
    hold presidency : başkanlığı yürütmek
    hold promise : vaatte bulunmak
    hold referendum : referandum tutmak
    hold rehearsal : prova yapmak
    hold seat : yer almak
    hold secret : gizli tutmak
    hold stretch : germek
    hold view : görüşe sahip olmak
    hold commonly : yaygın olarak tut(ul)mak/kabul etmek (fikir vb.)
    hold widely : yaygın olarak tutulmak/kabul görmek (fikir vb.)
    hold steady : sabit bir şeye tutunmak
    hold true : geçerli olmak
    hold sb responsible : birini sorumlu tutmak
    hold upright : dik tutmak
    hold sth confidential : gizli tutmak
    hold sth valid : geçerli kabul etmek
    hold in stomach : karnını içine çekmek
    hold in respect : saygı duymak
    hold in regard : saygı duymak
    hold in check : kontrol altında tutmak
    hold sth in abeyance : ertelemek
    hold surgery : muayenehanede olmak
    commonly held assumption : ortak kabul görmüş varsayım
    commonly held belief : ortak kabul görmüş inanç
    commonly held : yaygın olarak kabul gören
    Daha az gör
    hold (n)

    tutma

    tutuş

    ambar

    kargo, yük bölümü

    Hold (n) Collocations

    break hold : etkisini kırmak
    catch hold : yakalamak
    have hold : tutmak
    keep hold : elinde tutmak
    lose hold : üstünlük / güç kaybetmek
    4 Örnek daha
    take hold : yerleşmek, kök salmak
    weaken hold : etkisi/kontrolü zayıfla(t)mak
    secure hold : güvenli bekletme
    fragile hold : hassas tutuş
    Daha az gör