human trafficking
:
insan kaçakçılığı
human rights
:
insan hakları
human development
:
insani gelişme
human feeling
:
insani duygu
human contact
:
insan teması
human organism
:
insan organizması
human culture
:
insan kültürü
human nutrition
:
insan beslenmesi
human embryo
:
insan embiriyosu
human error
:
insan hatası
human element
:
insan unsuru
human intervention
:
insan eli değmesi, müdahalesi
human civilization
:
insan uygarlığı
human existence
:
insan varlığı
human experience
:
insan deneyimi
human waste
:
insan atığı
human history
:
insanlık tarihi
human race
:
insan ırkı
human volunteer
:
insan gönüllü
human organ
:
insan organı
human condition
:
insanlık hali
human selfishness
:
insan bencilliği
human achievement
:
insan başarısı
human attribute
:
insani özellik
human exploitation
:
insan sömürüsü
human cost
:
insan maliyeti
human scale
:
insan ölçeği
human brain
:
insan beyni
human presence
:
insan varlığı
human speech
:
insan konuşması
human welfare
:
insan refahı
human emotion
:
insani duygu
human capital
:
beşeri sermaye
human heart
:
insan kalbi
human suffering
:
insanın acı çekmesi
human flesh
:
insan eti
human memory
:
insan hafızası
human destiny
:
insan kaderi
human origin
:
insan kökeni
human gene
:
insan geni
human dignity
:
insan onuru
human survival
:
insan sağ kalımı
human form
:
insan biçimi/şekli
human subject
:
insan denek
human figure
:
insan figürü
human freedom
:
insani özgürlük
human equality
:
insani eşitlik
human ear
:
insan kulağı
human resources
:
insan kaynakları
human biology
:
insan biyolojisi
human tissue
:
insan dokusu
human bone
:
insan kemiği
human remains
:
insan kalıntıları
human sacrifice
:
insan kurban
human shield
:
canlı kalkan
human drive
:
insan çabası
human want
:
insani gereksinim/ihtiyaç
human understanding
:
insan anlayışı
human creativity
:
insan yaratıcılığı
human species
:
insan türü
human society
:
insan toplumu
human interaction
:
insan etkileşimi
human behaviour
:
insan davranışı
human activity
:
insan faaliyeti
human observer
:
insan gözlemcisi
human chain
:
insan zinciri
human psychology
:
insan psikolojisi
human weakness
:
insan zafiyeti
human limitation
:
insan sınırlaması
human dilemma
:
insan ikilemi
human solidarity
:
insani dayanışma
human communication
:
insan iletişimi
human tragedy
:
insanlık trajedisi
human inhabitant
:
insan sakin/ oturan kimse (bir yerde)
human essence
:
insan özü
human knowledge
:
insan bilgisi
human health
:
insan sağlığı
human tendency
:
insan eğilimi
human population
:
insan nüfusu
human settlement
:
insan yerleşimi
human being
:
insanoğlu
human need
:
insani ihtiyaç
human evolution
:
insan evrimi
human progress
:
insani gelişme
human body
:
insan vücudu
human cell
:
insan hücresi
human mind
:
insan zihni
human nature
:
insan doğası
human life
:
insan hayatı
human affair
:
insan ilişkisi
human intelligence
:
insan zekası
human dimension
:
insani boyut
human well-being
:
insan refahı
human imagination
:
insan hayal gücü
human urge
:
insan dürtüsü
human trial
:
insan deneyi
human trait
:
insan özelliği
human relationship
:
insan ilişkisi
human relation
:
insan ilişkileri
human reasoning
:
insan muhakemesi
human reason
:
insan mantığı
human potential
:
insan potansiyeli
human perfection
:
insan mükemmelliği
human perception
:
insan algısı
human passion
:
insan tutkusu
human endeavour
:
insan çabası
human exploration
:
insan keşfi
human face
:
insan yüzü
human factor
:
insan faktörü
human anatomy
:
insan anatomisi
human blood
:
insan kanı
human impulse
:
insan dürtüsü
human instinct
:
insani içgüdü
human liberty
:
insan özgürlüğü
human milk
:
insan sütü
human character
:
insan karakteri
human characteristic
:
insan özelliği
human impact
:
insan etkisi
human greed
:
insan açgözlülüğü
human spirit
:
insan ruhu
human soul
:
insan ruhu
human smuggling
:
insan kaçakçılığı
human slavery
:
insan köleliği
human shield
:
canlı kalkan
human shape
:
insan şekli
human reproduction
:
insan üremesi
human value
:
insani değer
Daha az gör