A recurring eye infection has impaired his eyesight.
Tekrarlayan bir göz enfeksiyonu görme yetisini bozmuştur.
Drinking alcohol will impair your driving abilities.
Alkol almak sürüş yeteneklerinizi zayıflatacaktır.
The injury was so serious that it impaired his health permanently.
Yaralanma o kadar ciddiydi ki sağlığını temelli bozdu.