If you see a suspicious person, please inform the police.
Şüpheli bir kişi görürseniz, lütfen polise haber verin.
He rushed to the police to inform about the robbers.
Hırsızları ihbar etmek için polise koştu.
The President says he was informed of the terrorist threat by various sources.
Cumhurbaşkanı, çeşitli kaynaklardan terör tehdidinden haberdar edildiğini söylüyor.
Please keep me informed of whatever happens in my absence.
Lütfen yokluğumda olanlardan beni haberdar et.
I read the newspaper to keep myself informed.
Haberdar olmak için gazete okurum.