The hockey referee intervened to stop the fight.
Hokey hakemi, kavgayı durdurmak için araya girdi.
George intervened in his coworkers' disagreement.
George, iş arkadaşlarının anlaşmazlığına müdahale etti.
The foreign minister intervened with disastrous results.
Dışişleri bakanı feci sonuçlara müdahale etti.
Governments may intervene in markets to promote general economic fairness.
Hükümetler, genel ekonomik eşitliği teşvik etmek için piyasalara müdahale edebilir.
The police decided to intervene once the demonstrators started looting some shops.
Polis, göstericiler bazı dükkânları yağmalamaya başladıktan sonra müdahale etmeye karar verdi.