Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Joint ne demek?

Joint ne demek? Joint ne anlama gelir? Joint İngilizce örnek cümle. Joint eş anlamlıları.

    joint (v)

    eti parçalara ayırmak

    Joint (v) ingilizce örnek cümle

    The chef carefully joints the the meat before marinating it.

    Şef, eti marine etmeden önce dikkatlice parçalara ayırdı.

    joint (n)

    eklem

    eklem yeri, mafsal

    Joint (n) ingilizce örnek cümle

    Arthritis is a painful condition that affects the joints.

    Romatizma, eklemleri etkileyen ağrılı bir rahatsızlıktır.

    The elbow is the joint between the arm and forearm.

    Dirsek, kol ile önkol arasındaki eklemdir.

    The knee is the body's largest joint.

    Diz vücudun en büyük eklemidir.

    ek yeri

    ek, bağlantı yeri

    Joint (n) ingilizce örnek cümle

    The joints of the chair were loose.

    Sandalyenin ek yerleri gevşekti.

    büyük parça et

    Joint (n) ingilizce örnek cümle

    Heat the oil in a frying pan and sear the joint of beef all over and slow cook it for four hours.

    Yağı bir tavada ısıtın ve sığır etinin her yerini mühürleyin ve dört saat boyunca yavaşça pişirin.

    ucuz lokanta

    bar, gece kulübü, batakhane, meyhane

    Joint (n) ingilizce örnek cümle

    Do you want to work at a hamburger joint all your life?

    Bütün hayatın boyunca bir hamburgercide mi çalışmak istiyorsun?

    Joint (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, iki şeyin birleştiği yer anlamında kullanılabilir.
    connection (n) : bağlantı, aktarma (tren, uçak vs)
    link (n) : bağlantı
    junction (n) : kavşak
    joint (n) : eklem, ek yeri, büyük parça et, ucuz lokanta
    join (n) : bağlantı yeri
    seam (n) : dikiş, maden damarı


    Joint (adj) Collocations

    joint may ache : eklem ağrıyabilir
    joint may creak : eklem çıtırdayabilir
    joint may move : eklem hareket edebilir
    affect joint : eklemi etkilemek
    carve joint : büyük et parçası kesmek
    33 Örnek daha
    dislocate joint : eklemin yerinden çıkması
    make joint : ek yeri yapmak
    replace joint : eklemi değiştirmek
    roast joint : büyük bir parça eti fırında kızartmak
    seal joint : ek yerini mühürlemek
    achy joint : ağrılı eklem
    artificial joint : yapay eklem
    inflamed joint : iltihaplı eklem
    painful joint : ağrılı eklem
    sore joint : ağrılı eklemi
    stiff joint : sert eklem
    swollen joint : şişmiş eklem
    watertight joint : su geçirmez bağlantı
    juke joint : yol kenarında yemekli danslı mola yeri
    aching joint : ağrılı eklem
    clip joint : kazıkçı gece kulübü
    dovetail joint : kırlangıç kuyruğu geçme
    universal joint : kardan mafsalı
    mitre joint : gönye
    strip joint : striptiz kulübü
    case the joint : soygun öncesi keşif yapmak
    put sth out of joint : (omuz vs) eklemi yerinden çıkmak
    joint inflammation : eklem iltihabı
    joint pain : eklem ağrısı
    elbow joint : dirsek eklemi
    hip joint : kalça eklemi
    knee joint : diz eklemi
    cook joint : büyük bir parça et pişirmek
    rubber joint : lastik conta
    smoke a joint : esrar içmek (argo)
    roll a joint : esrar sarmak (argo)
    ankle joint : ayak bileği eklemi
    barbecue joint : barbekü yeri / lokantası
    Daha az gör

    Joint (adj) Preposition Kullanımları

    joint between : ...arasındaki eklem
    joint (adj)

    ortaklaşa

    müşterek, ortak

    Joint (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, bir çok kişi tarafından yapılan anlamında kullanılabilir.
    common (adj) : yaygın, ortak
    public (adj) : kamu
    joint (adj) : ortaklaşa
    collective (adj) : ortak
    popular (adj) : popüler, halka hitap eden
    communal (adj) : ortaklaşa kullanılan, toplumsal
    cooperative (adj) : birlikte çalışmayı seven


    Joint (adj) Collocations

    joint account : ortak hesap
    joint action : ortak eylem
    joint administration : ortak yönetim
    joint author : ortak yazar
    joint campaign : ortak kampanya
    55 Örnek daha
    joint chief executive : ortak yönetici
    joint command : ortak komut
    joint commander : ortak komutan
    joint commission : ortak komisyon
    joint committee : ortak Komite
    joint communiqué : ortak bildiri
    joint conference : ortak konferans
    joint consultation : ortak istişare
    joint custody : ortak velayet
    joint decision : ortak karar
    joint declaration : ortak beyanname
    joint delegation : ortak delegasyon
    joint editor : ortak editör
    joint effort : ortak çaba
    joint endeavour : ortak çaba
    joint enquiry : ortak sorgulama
    joint enterprise : ortak girişim
    joint exhibition : ortak sergi
    joint expedition : ortak keşif gezisi
    joint favourite : ortak favori
    joint finance : ortak finansman
    joint force : ortak kuvvet
    joint income : ortak gelir
    joint initiative : ortak girişim
    joint interest : ortak ilgi
    joint leader : ortak lider
    joint leadership : ortak liderlik
    joint meeting : ortak toplantı
    joint mission : ortak görev
    joint name : ortak ad
    joint operation : ortak operasyon
    joint owner : ortak mal sahibi
    joint ownership : ortak mülkiyet
    joint participation : ortak katılım
    joint partnership : müşterek ortaklık
    joint press conference : ortak basın toplantısı
    joint programme : ortak program
    joint project : ortak proje
    joint report : ortak rapor
    joint resolution : ortak karar
    joint responsibility : ortak sorumluluk
    joint session : ortak oturum
    joint sovereignty : ortak egemenlik
    joint statement : ortak beyan
    joint submission : ortak sunum
    joint team : ortak ekip
    joint tenancy : ortak kiracılık
    joint tenant : ortak kiracı
    joint training : ortak eğitim
    joint trustee : ortak mütevelli
    joint undertaking : ortak girişim
    joint venture : ortak girişim
    joint winner : ortak kazanan
    joint work : ortak çalışma
    take joint action : birlikte hareket etmek
    Daha az gör