The employees were tired, but they kept on working.
Çalışanlar yorgundu, ancak çalışmaya devam ettiler.
I told the children to be quiet, but they just kept on making noise.
Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, ama gürültü yapmaya devam ettiler.
He will keep on smoking no matter what you say.
Her ne dersen de sigara içmeye devam edecek.
Her coach encouraged her throughout the marathon race to keep on running.
Antrenörü onu maraton yarışı boyunca koşmaya devam etmeye teşvik etti.